Yitik aşklarım var mı benimde ? Yıllarca peşimde sürüklediğim; sırtımda taşıdığım; herkesten ve herşeyden sakındığımı, koruduğum, kolladığım ve belki de tüm bu yaptıklarımdan haberi bile olmayan; farkında bile olmayan aşklarım var mı? Bu aşkların gölgesinde tükettiğim yıllarım; sonra oturup elimde ne var diye baktığımda kötü kaderime okuyacak lanet dışında boş mu avuçlarım? Başından sonuna kadar direndiğim, savaştığım, emek harcadığım ve kaybettiğim hayatım. Sadece kötü kader mi bu yaşadıklarım?
Memduh Selim Bey'in ölüm döşeğinde anlatılmaya başlanan yitik aşklarının gölgesindeki yaşamı büyük bir romancının, bugüne dek hiç rastlamadığım bir tarzda yazım ve anlatım tekniğiyle beni büyülediğini itiraf etmek isterim. Mehmed Uzun, okumalarımın en büyük eksiği imiş dedim kitabın son sayfasını çevirdiğimde. Cunda Upupa'dan kitabını alırken yakın zamanda vefat ettiği haberini gazetelerden takip ettiğim bu büyük Kürt aydınını sırf kör bir meraktan okumak istemiştim. Geç kalınmış hayatımın, tanımakta geç kalınmış bir yazarı artık Mehmed Uzun.
Kitabın kahramanı Memduh Selim Bey'de bir Kürt aydını tıpkı Mehmed Uzun gibi. Hayatı sürgünlerde geçiş bir aydın tıpkı Mehmed Uzun gibi. Antakya, Şam Halep, Paris sürülüp iz bıraktığı şehirlerden sadece birkaçı Memduh Selim Bey'in. Uzun, kahramanını çizerken kültürel seviyesi en üst düzeyde olan muhafazakar bir aydın portresi olmasına büyük özen gösteriyor. Öyle ilginç ironiler ile bezenmiş ki Memduh Selim Bey; bir cümle evvel takdir ederken düşüncelerini, bir sonrakinde çelişkileri ile hayrete düşüyor okur. Fransızca, Türkçe ve Arapça bilen ama Kürtçe bilmeyen bir Kürt aydını Memduh Selim Bey; kendinden yaşça çok küçük Feriha'ya aşık olan ama muhafazakar düşünceleri ile hem kendini hem Ahu'sunu heba eden bir kahraman Memduh Selim Bey. Yenik ama asil; yenik ve farkında bir aydın...
Hikaye iki ana açılımı ile beni içine aldı. Her iki açılımda Memduh Selim Bey'in aşkları idi. Biri ana vatanı olan Van'da, Ağrı dağında Kürdistan bayrağının dalgalandığını görmek; diğeri ise Çerkes kızı Feriha (Memduh Selim Bey'in Ahusu) ile birleşmek. Her iki aşkı da hüsranla sonuçlanmasına karşın son nefesini verirken bile tutkusunu sıcak tutmayı başarabilen bir kahraman Memduh Selim Bey.
Yüklemsiz cümlelerin büyük yazarı Mehmed Uzun, hikaye boyunca iflah olmaz bir romantiğin gözünden anlatıyor vatan aşkı ile ahu'sunun aşkını. Okurken insan bir türlü kavuşamayan aşıkların yaşadıklarını birbiri içine girmiş göremiyor. Davası yolunda emeği ile aşkı yolundaki sabrı insanı sarsıyor. Yurtsuzluğun ne demek olduğunu anlatıyor. Aşksızlığın nasıl hayata küstürdüğünü. Mehmed Uzun bende derin bir yara bırakıyor...
Yazan Burçin Özgün Zaman: Cumartesi, Ağustos 16, 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder