ŞÊX (ŞEYH) ÎBRAHÎM UÇAĞIN DÜŞÜRÜLMESİNİ KENDİ GÖZLERİYLE GÖRMÜŞTÜ

Şêx İbrahim'in köyü Ağrı dağı’nın eteğindeydi, o bir uçağın düşürüldüğünü kendi gözleriyle görmüştü.
Şimdi Şêx İbrahim’e kulak verelim:

‘ilkbahardı, yaylaya çıkma hazırlığı yapıyorduk. Öğle namazı için abdest almaya çıkmıştım. Birden bire gök yüzünde bir gürleme sesi duydum. Başımı yukarı kaldırdım. Baktım, dört uçak uçuyor.
Birkaç dakika sonra uçaklar Ağrı dağına yöneldiler.
On dakika sonra Ağrı’yı bombalamaya başladılar. Dağın eteklerinden toz ve dumanlar yükseldi, otlar yanmaya başladı. Tüm köylüler damlara çıkmış manzarayı seyrediyorlardı.
Aradan çok zaman geçmedi, her dört uçakda geri döndü. Üç tanesi, köyümüzün üstünden uçup Beyazıt’a doğru gittiler.

Ama bir tanesi etrafında dönerek güm diyip yere çakıldı. Birkaç demir parçası havaya fırladı.

Elbette, ben ve damladaki köylüler olayı gözlerimizle gördük. Biliyorsun, köyümüz Tapîya, Ağrı’nın eteklerinde bulunuyor.
Her şeyi gözlerimizle gördük ve olaya şahit olduk. Uçağın düşmesi üzerine köylüler bana şöyle seslendiler:

-Keko, iznin olursa hele gidip bir bakalım, aceba ne oldu ? Belki uçağın içinde adam vardır.

Kimsenin gitmesine izin vermedim, neden mi ? sevgili yiğenim sen cahil bir adam değilsin. Sende ‘Roma Reş’i (faşist Türkleri) tanıyorsun. Niçin başımızı onlarla belaya sokacaktıkki?
Bir insan Türklere ne kadar uzaksa, Allah’a o kadar yakın olur.

Neyse, biz yine uçak konusuna dönelim. Çok uzun sürmedi, baktım ki bir gurup silahlı adam, dağdan inip uçağın yanına gittiler. Uçağın içinden bazı şeyler çıkarıp, bir katırın sırtındaki heybeye koydular. Sonra ot toplayıp uçağın içine doldurdular.
Bir genç hariç, hepsi uçaktan uzaklaştılar.
O genç uçağın içine koyulan otları ateşe verdi ve koşarak oradan uzaklaştı.
Uçak ateş aldı ve siyah bir demir yığını haline geldi.

Sonraları duydukki , Iğdır ve Karaköse (Ağrı merkez) tarafındada birkaç uçak düşürülmüş. Pilotlarıda ölmüş’


Kaynak: Agirî sahipsiz değildir, sayfa 262-263