Türk Kemalist iktidarı 1925'ten (Şeyh Said Kıyamı) sonra darağaçlarınıkaldırmadı; Raçkotan, Bicar, Sason ve nihayet Agırî ...Kürdistan'da sürdürülen katliamların birer adımıydı. Ama Kürt yurtseverleri de çalışmalarını aralıksız sürdürüyorlardı.Bu birlik çalışmaları nihayet meyvesini verecekti.
Kürdistan'da yapılan bir toplantıda çeşitli isimler altındafaaliyet gösteren örgütlerin tek çatı altında toplanarak, Kürttopraklannda tek Türk kalmaymcaya kadar mücadele etmek,bu amaçla askeri birlikler teşkil edip tek komutaya bağlamakve Ermeniler'le var olan sorunları çözümlemek kararlaştırılacaktı. Bu toplantının ikinci adımı olarak, 5 ekim1927'de Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Teşkilat-ı İçtimaiyeCemiyeti, Kürt Millet Fırkası ve Kürt İstiklal Komitesibirleşerek Hoybûn'u vücuda getirdiler. Binbaşı İhsan Nuri,generalliğe yükseltilerek Kürt silahlı kuvvetlerinioluşturmakla görevlendirmişti .İhsan Nuri Paşa, Agirî civarındaki düzensiz çeteleri biraraya getirerek düzene soktu. Daha önceden oradabaşkaldırmış olan İbrahim Haske Telli başkanlığında birKürt Hükümeti kurdu. Kürtçe "Agıri" adını verdiği bir degazete çıkardı. Bilindiği gibi Agırî adı, bu eski volkanik dağa,Kürtler tarafından verilen Ağrı adının Kemalistlertaraflndan zorla kabul ettirilen şeklidir. Agırî Kürt dilindeBarzani'nin çocukluğu ve 1930 Devrimleri"ateş" anlamına gelen; dağın yapısına uygun bir kelime idi.Ayaklanma gittikçe genişliyordu. Bu ise Kemal'inBaşbakanı İsmet Paşa'yı geceleri uykusuz bırakacak kadarendişelendirmekteydi. 1928'de Kemalist hükümet,Beyazıt'm 30 kilometre uzağmdaki Şeyhli köprüsündeayaklanmacı Kürtler'le müzakereye oturdu ve "taktik icabı"geçmiş ayaklanmaya katüanlara genel af ilan etti. AmaSuriye'den dönen Kürt ayaklanmacılarını Batıda sürgünlereyollayınca ilişkiler yeniden koptu. Türk Hükümeti Mayıs1930'da Salih Omurtak Paşa komutasındaki iki ordu ile Agıriüzerine yürüdüğünde yol üstündeki Kürt köy ve şehirlerinevahşet yağdırmayı ihmal etmemişti. Zilan deresinde 10.000insan ayırımsız süngüden geçirilmiş, Van'da 100 Kürt entellektüelicanlı canlı torbalara konarak gölün soğuk sularınaterkedilmişti .Bu vahşete yeryüzünde sadece Komintern'inburjuva olarak nitelediği İkinci Enternasyonalyürütme kurulu 30 Ağustos 1930'da Zürih'te yaptığıtoplantıda aldığı kararla karşı çıktı. Kararda " uluslararasıSosyalist Teşkilatı'nın yürütme Kurulu, dünyanın dikkatim,Türk Hükümetinin sadece özgürlükleri için savaşanKürtler'i mat etmek değil, fakat aynı zamanda isyanakatılmayan Kürt ahalisini de imha etmek için giriştiği bukatliamlara çeker. Türk Hükümeti böylellikle Kürt halkınıErmeniler'in akibetine uğratmaya çalışmakta; kapitalistulusların kamuoyları bu kanlı vahşeti protesto bile etmemektedirler "diyorlardı.Bu çağrılara vahşi Kemalistler'in aldırdıklan bile yoktu.Başbakan İsmet "... Bu ülkedesadece Türk ulusu, etnik ve ırksal haklar talep etme hakkınasahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur; "derken,Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt "... Türk, bu ülkeninyegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakkarı vardır: Hizmetçiolma hakkı, köle olma hakkı" ve bu dünya yinedönüyor, Sovyet yöneticiler "ilerici Kemalistler"e verdikleridesteği sürdürüyorlardı. Kemalist yönetim, İtalyanfaşistlerinin sağladıkları ilerlemeleri dikkatle kopya ederken,kendi ırkçı yapılanmalarını da ilerletmekteydiler. Güneş- dilteorisi, Türk parasına bozkurt resmetmeler, Türk OcaklarıBarzani'nin çocukluğu ve 1930 DevrimleriVS., hep bu çabalann ürünleriydi. Tek ulus olma yönündekiElen ve Ermeni engeli bertaraf edilmiş, kalan Kürtler de tas¬fiye edilme yolundaydı. Bir yandan katUamlar, öte yandan dagöçettirmeler...Agırî'de sergilenen harika direnişte Kürtler kemalistler'eağır kayıplar verdirmelerine, 60 mitralyöz, 24 top elegeçirmelerine ve 12 uçak düşürmelerine karşın, uluslararasıkomplolara kurban gideceklerdi. Daha öncekilerle birlikte busavaşta da, Kominter'in, Fransızlar'm ve Ingilizler'in ayrıaçılardan da olsa hep birlikte bu savaşta da Kürt ulusalmücadelesine karşı oldukları su yüzüne çıktı. SovyetlerBirliği, Kürt ulusal kurtuluş hareketini gerici ve desteklenmez olarak nitelemiş; Kemal Atatürk'ün sömürgeci- ırkçı rejimine yardımcı olmayı yeğlemişlerdi. Fransızlar, 1925 ayaklanmasımn bastırılması için kendi kontrollerindeki alanlardan geçen demiryolunu, asker sevketmek istiyenTürkler'e kullandırıp, Bedirxanileri sürgüne gönderiyor,Hoybun üzerine de baskı icra ediyorlardı. İngilizler sımsıkıkontrollannda tuttukları Kürdistan'm güney parçasındaaşiret savaşlarını kışkırtarak ulusal aktiveteyi düşürüyor veotonomiyi bile Kürtler'e çok görüyordu. Bir diğer siyasalsonuç, sömürgeci-ırkçı devletlerin artık bu başkaldınlara hepbirlikte karşı koymanın çarelerini aramaya başlamalarıydı.Agırî'de Kemalistler'le Şahçılar bunun güzel bir örneğinivererek bir sınır değişikUği yapma yoluna giderek, ayaklanma bölgesini çembere alabildiler (23 Ocak 1930 Anlaşması).Son olarak bir Kürt hareketi ilk defa olmak üzere Ermeniler'in desteğini alabilmişti.Bunun için 1930 yılında İngilizler, yolve okul yapımı gibi, Barzaniler'in yokluğunu derindenhisettikleri tekliflerle Kürdistan dağlanna tırmandılar. Oysaİngilizler, Barzan çocuklarının okuması, Barzan'm pazaraaçılması gibi şeylerle ilgileniyor değillerdi. Barzan bölgesineuzanan bir yolu kısa sürede tamamladıktan sonramüstahkem yerlere karakol inşaatlarına da başlayınca "Vehbi'nin kerrakesi" anlaşıldı. Onların sıkıntıları,kuruluşuna önayak olduklan Irak devletinin sınırları içindekalan son direniş noktasını da kırmaktı. Planlarının buolduğunu gören Barzanlılar, İngilizler'den karakolinşaatlarına son verilmesini istediler.Ama berikilerin böyle bir niyetleri yoktu. Zaten Barzanlılar'm, Ingilizler'in oluşmakta olan yeni müttefikleri,Kemalist rejimi de rahatsız etfiği yolunda habeler geliyordu.Türkler'in Agıri üzerinde baskıyı arttırdığı bir sırada HoybunKor Hüseyin Paşa'nm oğlunu ' Ahmed Barzani'yegöndermişti. Hoybuncular Barzaniler'de yerleşmiş olan ihtilalci geleneğe güveniyorlardı. Gelen haberci Barzaniler'denyardım istiyordu. Eğer Barzaniler Hakkari yöresinde harekete geçebilirlerse Agıri üzerindeki Kemalist baskı hafifleyebilirdi.Ahmed Barzani yardım etmeyi kabul etmişfi. MustafaBarzani'nin komuta ettiği 500 kişiyi Oramar bölgesinegönderdi.Barzani yıldırım baskınlar düzenliyordu. Nihayet bölgedeki durum Kemalistler'! tedirgin etmeye vekuvvet kaydırmalarına sebep olacak düzeydeendişelendirmeye başlamıştı. Yüksekova bölüğü veçevresindeki askerler Oramar'a takviye olarak gönderildi.Barzani'nin çocukluğu ve 1930 DevrimleriNehri'deki tabur da Yüksekova'ya çekilme emri almıştı.Bu arada bölgedeki bütün karakollan basan Barzaniler, geriçekilirken Kor Hüseyin Paşanın oğlunu kayıp vermişlerdi.Ama artık Türkler de bölgede tedirgin bir hassasiyetgöstereceklerdi.
Kürdistan'da yapılan bir toplantıda çeşitli isimler altındafaaliyet gösteren örgütlerin tek çatı altında toplanarak, Kürttopraklannda tek Türk kalmaymcaya kadar mücadele etmek,bu amaçla askeri birlikler teşkil edip tek komutaya bağlamakve Ermeniler'le var olan sorunları çözümlemek kararlaştırılacaktı. Bu toplantının ikinci adımı olarak, 5 ekim1927'de Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Teşkilat-ı İçtimaiyeCemiyeti, Kürt Millet Fırkası ve Kürt İstiklal Komitesibirleşerek Hoybûn'u vücuda getirdiler. Binbaşı İhsan Nuri,generalliğe yükseltilerek Kürt silahlı kuvvetlerinioluşturmakla görevlendirmişti .İhsan Nuri Paşa, Agirî civarındaki düzensiz çeteleri biraraya getirerek düzene soktu. Daha önceden oradabaşkaldırmış olan İbrahim Haske Telli başkanlığında birKürt Hükümeti kurdu. Kürtçe "Agıri" adını verdiği bir degazete çıkardı. Bilindiği gibi Agırî adı, bu eski volkanik dağa,Kürtler tarafından verilen Ağrı adının Kemalistlertaraflndan zorla kabul ettirilen şeklidir. Agırî Kürt dilindeBarzani'nin çocukluğu ve 1930 Devrimleri"ateş" anlamına gelen; dağın yapısına uygun bir kelime idi.Ayaklanma gittikçe genişliyordu. Bu ise Kemal'inBaşbakanı İsmet Paşa'yı geceleri uykusuz bırakacak kadarendişelendirmekteydi. 1928'de Kemalist hükümet,Beyazıt'm 30 kilometre uzağmdaki Şeyhli köprüsündeayaklanmacı Kürtler'le müzakereye oturdu ve "taktik icabı"geçmiş ayaklanmaya katüanlara genel af ilan etti. AmaSuriye'den dönen Kürt ayaklanmacılarını Batıda sürgünlereyollayınca ilişkiler yeniden koptu. Türk Hükümeti Mayıs1930'da Salih Omurtak Paşa komutasındaki iki ordu ile Agıriüzerine yürüdüğünde yol üstündeki Kürt köy ve şehirlerinevahşet yağdırmayı ihmal etmemişti. Zilan deresinde 10.000insan ayırımsız süngüden geçirilmiş, Van'da 100 Kürt entellektüelicanlı canlı torbalara konarak gölün soğuk sularınaterkedilmişti .Bu vahşete yeryüzünde sadece Komintern'inburjuva olarak nitelediği İkinci Enternasyonalyürütme kurulu 30 Ağustos 1930'da Zürih'te yaptığıtoplantıda aldığı kararla karşı çıktı. Kararda " uluslararasıSosyalist Teşkilatı'nın yürütme Kurulu, dünyanın dikkatim,Türk Hükümetinin sadece özgürlükleri için savaşanKürtler'i mat etmek değil, fakat aynı zamanda isyanakatılmayan Kürt ahalisini de imha etmek için giriştiği bukatliamlara çeker. Türk Hükümeti böylellikle Kürt halkınıErmeniler'in akibetine uğratmaya çalışmakta; kapitalistulusların kamuoyları bu kanlı vahşeti protesto bile etmemektedirler "diyorlardı.Bu çağrılara vahşi Kemalistler'in aldırdıklan bile yoktu.Başbakan İsmet "... Bu ülkedesadece Türk ulusu, etnik ve ırksal haklar talep etme hakkınasahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur; "derken,Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt "... Türk, bu ülkeninyegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakkarı vardır: Hizmetçiolma hakkı, köle olma hakkı" ve bu dünya yinedönüyor, Sovyet yöneticiler "ilerici Kemalistler"e verdikleridesteği sürdürüyorlardı. Kemalist yönetim, İtalyanfaşistlerinin sağladıkları ilerlemeleri dikkatle kopya ederken,kendi ırkçı yapılanmalarını da ilerletmekteydiler. Güneş- dilteorisi, Türk parasına bozkurt resmetmeler, Türk OcaklarıBarzani'nin çocukluğu ve 1930 DevrimleriVS., hep bu çabalann ürünleriydi. Tek ulus olma yönündekiElen ve Ermeni engeli bertaraf edilmiş, kalan Kürtler de tas¬fiye edilme yolundaydı. Bir yandan katUamlar, öte yandan dagöçettirmeler...Agırî'de sergilenen harika direnişte Kürtler kemalistler'eağır kayıplar verdirmelerine, 60 mitralyöz, 24 top elegeçirmelerine ve 12 uçak düşürmelerine karşın, uluslararasıkomplolara kurban gideceklerdi. Daha öncekilerle birlikte busavaşta da, Kominter'in, Fransızlar'm ve Ingilizler'in ayrıaçılardan da olsa hep birlikte bu savaşta da Kürt ulusalmücadelesine karşı oldukları su yüzüne çıktı. SovyetlerBirliği, Kürt ulusal kurtuluş hareketini gerici ve desteklenmez olarak nitelemiş; Kemal Atatürk'ün sömürgeci- ırkçı rejimine yardımcı olmayı yeğlemişlerdi. Fransızlar, 1925 ayaklanmasımn bastırılması için kendi kontrollerindeki alanlardan geçen demiryolunu, asker sevketmek istiyenTürkler'e kullandırıp, Bedirxanileri sürgüne gönderiyor,Hoybun üzerine de baskı icra ediyorlardı. İngilizler sımsıkıkontrollannda tuttukları Kürdistan'm güney parçasındaaşiret savaşlarını kışkırtarak ulusal aktiveteyi düşürüyor veotonomiyi bile Kürtler'e çok görüyordu. Bir diğer siyasalsonuç, sömürgeci-ırkçı devletlerin artık bu başkaldınlara hepbirlikte karşı koymanın çarelerini aramaya başlamalarıydı.Agırî'de Kemalistler'le Şahçılar bunun güzel bir örneğinivererek bir sınır değişikUği yapma yoluna giderek, ayaklanma bölgesini çembere alabildiler (23 Ocak 1930 Anlaşması).Son olarak bir Kürt hareketi ilk defa olmak üzere Ermeniler'in desteğini alabilmişti.Bunun için 1930 yılında İngilizler, yolve okul yapımı gibi, Barzaniler'in yokluğunu derindenhisettikleri tekliflerle Kürdistan dağlanna tırmandılar. Oysaİngilizler, Barzan çocuklarının okuması, Barzan'm pazaraaçılması gibi şeylerle ilgileniyor değillerdi. Barzan bölgesineuzanan bir yolu kısa sürede tamamladıktan sonramüstahkem yerlere karakol inşaatlarına da başlayınca "Vehbi'nin kerrakesi" anlaşıldı. Onların sıkıntıları,kuruluşuna önayak olduklan Irak devletinin sınırları içindekalan son direniş noktasını da kırmaktı. Planlarının buolduğunu gören Barzanlılar, İngilizler'den karakolinşaatlarına son verilmesini istediler.Ama berikilerin böyle bir niyetleri yoktu. Zaten Barzanlılar'm, Ingilizler'in oluşmakta olan yeni müttefikleri,Kemalist rejimi de rahatsız etfiği yolunda habeler geliyordu.Türkler'in Agıri üzerinde baskıyı arttırdığı bir sırada HoybunKor Hüseyin Paşa'nm oğlunu ' Ahmed Barzani'yegöndermişti. Hoybuncular Barzaniler'de yerleşmiş olan ihtilalci geleneğe güveniyorlardı. Gelen haberci Barzaniler'denyardım istiyordu. Eğer Barzaniler Hakkari yöresinde harekete geçebilirlerse Agıri üzerindeki Kemalist baskı hafifleyebilirdi.Ahmed Barzani yardım etmeyi kabul etmişfi. MustafaBarzani'nin komuta ettiği 500 kişiyi Oramar bölgesinegönderdi.Barzani yıldırım baskınlar düzenliyordu. Nihayet bölgedeki durum Kemalistler'! tedirgin etmeye vekuvvet kaydırmalarına sebep olacak düzeydeendişelendirmeye başlamıştı. Yüksekova bölüğü veçevresindeki askerler Oramar'a takviye olarak gönderildi.Barzani'nin çocukluğu ve 1930 DevrimleriNehri'deki tabur da Yüksekova'ya çekilme emri almıştı.Bu arada bölgedeki bütün karakollan basan Barzaniler, geriçekilirken Kor Hüseyin Paşanın oğlunu kayıp vermişlerdi.Ama artık Türkler de bölgede tedirgin bir hassasiyetgöstereceklerdi.
KAYNAK: DOKTOR M. SIRAÇ BİLGİN'İN BARZANİ ADLI KİTABIKitabı bu linkten indirebilirsiniz: http://bnk.institutkurde.org/catalogue/detail_pdf.php?pirtuk=767&r_autcode
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder