13 Aralık 2018 Perşembe

Samsunlu bir Kürt folklorcu

Berlin’de folklor eğitmenliği yapan Ümit Doğan, Samsunlu bir Kürt. Doğan, „Samsunlu Kürtler kendini inkar etmiyor, ama Kürtlük adına da bir şey kalmadı. Herkes para kazanma telaşına düşünce dil ve kültür büyük oranda unutuldu“ vurgusu yapıyor.

MEHMET ZAHİT EKİNCİ/HAMBURG

Ümit Doğan (29), Kürt folklorunun ve kültürünün yaşatılması için emek veren bir folklor hocası. Samsun Kürtlerinden olan Doğan, Almanya’nın Berlin kentinde DKTM bünyesinde çalışmalarını sürdürüyor.

Her Mîhrîcan’da mutlaka karşılaştığımız Ümit Doğan’ın Samsunlu olması dikkatimizi çekiyor. Onunla tanışana kadar Samsun’da Kürtlerin yaşadığı köyler olduğundan habersizdim. 1870’lerde Osmanlı-Rus savaşı döneminde Osmanlı’nın yaşadığı yenilgi ardından Gürcistan’da yaşanan göçe işaret eden Doğan, Batum’dan Samsun’a kadar uzanan hikayelerini şöyle özetliyor: „Bizim aşiret de bundan nasibini alır. Kimileri orada kalırken, kimileri de Türkiye sınırına doğru kaçarlar. Çoğunluğu Serhat yöresine yerleşirken bizim aşiretin yolculuğu Karadeniz’e doğru devam eder. Anne tarafım kendilerini Ardahanlı, baba tarafım ise kendilerini Erzurumlu olarak bilirler. Bizim aşiretin bir kısmı Samsun ve çevre kasabalarına yerleşip kendilerine yeni bir yaşamın kapılarını aralarken birçok ailede daha uzaklara Sinop, Amasya, Tokat ve Sivas’a gitmeyi tercih eder. Belki de ne kadar uzaklaşırken korku o kadar azalır düşüncesi ile hareket etmişler. Birçok aile ile iletişim 90’lı yıllardan sonra kopuyor.“

Samsun’da Kürt köyleri

Köyleri Engiz’in 300 haneli olduğunu söyleyen Doğan, „Dil olarak Kurmancî lehçesini konuşuyoruz. İnanç olarakta Müslüman ve Hanefi mezhebi olarak biliniriz. Köydeki kadın kıyafetlerinin çoğu Serhat yöresinin elbiselerini anımsatırken, bunu erkek kıyafetleri için söylemek mümkün değil tabi ki. Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber erkeklerde giyimler değişiyor. Gelenek, görenek ve toplumsal yaşama dair ritüeller daha çok kadınlar tarafından korunuyor“ diyor.

Batum’dan Samsun’a

Samsun ve kasabalarında yaklaşık olarak 12-13 Kürt köyü olduğunu aktaran Doğan, şöyle devam ediyor: „En kalabalık olan bizim köyümüzdür. Bunun yanı sıra Dereköy, Taşgelik, Kum Mahalesi, Erenköy, Yeniköy, Çamurlu, Musta, Terme, Bahçelievler, Yıldızlar ve Bektaşlar mahallesi Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerdir. Örneğin Bafra kasabasının Corak diye bir Kürt köyü vardır. Bu köyde ikamet eden birçok kişinin hala Batum’da tapuları olduğu söyleniyor.“

Kazakistan’a sürüldüler

Aşiretlerinden Batum’da kalanların daha sonra Kazakistan ve Kırgızistan’a sürüldüğünü aktaran Doğan şunları belirtiyor: „Aşiretin bir kısmı Türkiye’ye gelirken bir kısmı ata toprağıdır diye Batum’da kalıyor. 1944 yılında isyan gerekçesiyle Müslüman ve Kürtler ikinci bir sürgüne tabi tutuluyor. Hayatlarında görmedikleri Kazakistan ve Kırgızistan steplerine yollayarak kaderleriyle baş başa bırakıyorlar. Bizimkiler orada Bruki aşiretine mensup insanların yanında yaşıyorlar. Akrabalarımızın çoğu Kazakistan’ın Talas/Talaz bölgesinde yaşıyorlar. Aşiretin bir ucu Sivas’a kadar uzanırken bir ucu Kazakistan’ın uçsuz bucaksız steplerine dayanıyor. Aşiret adeta nar tanesi gibi paramparça olmuş.“

Son durak Almanya!

„Aşiretimizin ömrü hep göç yollarında geçmiş sanki“ diyen Doğan’ın Batum’dan Samsun’a ulaşan yolculuğunun bir sonraki durağı ise Almanya olmuş. „Göç hala sürüyor“ diyen Doğan anlatmaya devam ediyor: „40 yıl önce Almanya’ya büyük bir işçi akını olunca bizimkiler de kalkıp geliyor. Gelenlerin çoğu Berlin ve çevresine yerleşiyor. Zamanla çoluk çocuklarını getirse de hep kapalı bir toplum olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. İlk başlarda dil ve kültürlerini korumak için bir çaba içerisinde olsalar da zamanla bunlar da kapitalist modernitenin çarkları içerisinde adeta un ufak oldular.

İnkar yok ama asimilasyon hızlandı

Herkes para kazanma telaşına düşünce dil ve kültür büyük oranda unutuldu. İnsanlar ancak bayram ve cenazelerde bir araya gelebiliyorlar artık. Bizim insanlar Kürt olduklarını inkar etmiyorlar belki ama Kürtlük adına da bir şey kalmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Yaşlı insanlar ölünce de asimilasyon süreci hızlandı tabi ki. Kürtçe dili sadece evlerde ve dost sohbetlerinde konuşuluyor çoğu zaman. Örneğin annem hala nenemle Kürtçe dışında bir dil ile konuşmaz. Ya da erkekler ev sohbetlerinde ya da kıraathanelerde hala Kürtçe konuşurlar. Tabi en büyük zararı gençler gürüyor. Konuşulan çoğu şeyi anlıyoruz belki ama konuşamıyoruz.

‘Geçmişimiz bulmaca gibi’

Kendi dilini bilememenin ezikliğini yaşadığını ifade eden Ümit Doğan, hep bir arayış içerisinde olmuş. 2003’te folklor çalışmalarına başlayan Doğan, bir yandan kendi kökenini de araştırmaya başlar. Bu konuda yeteri kadar kaynak bulamadığını belirten Doğan, „Anlatılanların çoğu büyüklerimizden duyduklarımızdı. Geçmişimiz adeta bir bulmaca gibi. Hala birçok soruya yanıt bulmuş değilim. Gerçekte nereden geldik, nasıl geldik, niye geldik. Bu konu hakkında sürekli kafa yoruyorum“ diye belirtiyor.

1000’i aşkın Samsunlu Kürt aile

Berlin ve çevresinde 1000’in üzerinde Samsunlu Kürt aile olduğunu belirten Doğan, „Ama çoğunluğu hala yürütülen Özgürlük Mücadelesi’ne karşı oldukça mesafeliler. Dediğim gibi herkes daha fazla para kazanma telaşında. Çocukları ve gençleri asimle olmuş, kimsenin umurunda değil sanki“ diyerek tepkisini dile getiriyor.




Berlin DKTM’de folklor hocası

Berlin DKTM bünyesinde karma ve kadın ekiplerinin folklor hocalığını yapmayı sürdüren Doğan, 2003 yılından beri halkoyunlarında aktif. 2007 yılından bu yana da ders veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder