İngilizlerin sonu gelmez işleri tanımlayan “Forth Köprüsü’nü boyamak gibi” (It’s like painting the Forth Bridge) gibi güzel bir deyimleri var. |
Devlet ricalinde bir mutabakatın olduğu ve sorunun adının koyup Kürtlere bir sorunu teslim “güvenini” gösterilmesine hepimiz şükran duyguları içindeyiz! Ancak bu söylemin devamı gelip-gelmeyeceği noktasında ciddi kuşkularınız olduğu için yine aynı döngü yine aynı fasit daire içine hapsolup olmayacağının merak etmekteyiz. Tenkilden asimilasyona, oradan entegrasyona geldik. Ama yine de hep başa dönme korkusu içindeyiz. Bahse konu olan “Kürt açılımı” eğer soruna dönük bir “soğutma taktiği” değilse ve fasit dairenin yönergesine fırlatılan yeni model bir aygıt olmayacaksa, artık bizi başa dönmek zorunda bırakmasın. Çünkü başa dönmenin faturası çok ağır.
Yeniden başlamamam için, yeni bir başlangıç yapmalıyız. Bunun için tüm taraflar İmralı’nın açıklayacağı-açıkladığı yol haritasını önyargısız, Kürt ve Türk halklarının geleceğini inşa açısından yaklaşıp demokratik çözüme doğru yürümenin vesilesi yapmalılar. Böylesi bir başlangıç “Forth Köprüsü’nü” yeni baştan boyamamızı gerektirmeyecektir.
* Antep H Tipi Cezaevi
YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
Okunma: 146 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder