Ağrı Dağı’nda Broyê Heskê Telli 1926 yılında İsyan’ı başlattı. 1926 Sürgün yasasına karşı çıktığı için, jandarmalar tarafından tacize uğramış, cevap olarak da Ağrı Dağı’na çekilip direneceğinin mesajını vermişti.
Başlangıçta Bro ve ailesinden oluşan isyan kadrosu, civardaki muhalif Kürtlerin katılımıyla daha da kalabalıklaştı. Bunun üzerine İhsan Nuri Paşa Xoybun tarafından Ağrı’ya gönderildi. İhsan Nuri Paşa, Broyê Heskê Telli ile birlikte Ağrı Hükümeti’ni kurdu.3 yıl boyunca süren örgütlenme faslından sonra 1929’da Salih Omurtak komutasındaki binlerce asker Ağrı’ya saldırdı. Kış mevsiminin basmasıyla birlikte operasyonlar durduruldu. Kış bitip ilkbahar gelip (1930) karlar erimeye başladığında, Türk ordusu bu defa 120 bin kişilik bir ordu ve 100 den fazla uçaktan oluşan hava filosuyla Ağrı’ya tekrar saldırdı. Ağrı’ya yerden, gökten, her taraftan ateş yağarken dolunaylı bir haziran akşamında Zilan’da isyan başladı. Ordu, Ağrı’daki göçlerinin çoğunu Zilan’a kaydırdığı halde Ağrı’daki ateş sönmedi. Uçaklar ölüm yağdırmaya devam etti, hem de Kürtlerin sözlü edebiyatına bir deyiş bırakarak: “Agirî agirî agirî agir dibarî …Ağrı’da bunlar yaşanırken ,19 haziran 1930 gecesi Çılkani yaylasında buluşan kürt direnişçiler,nadir,Mehmet,Bekırê Qulixan,Şebabê Mısto,Reşê sılo,seyid Resul,Usıvê Mero gibi Xoybuncu kürt komutanların liderliğinde Geliyê Zilan’nın Zeylan (Çakırbey) karakolunu bastılar.birkaç gün sonra da Hesenevdal,Norşat gibi büyük karakolları yerle bir ettiler.akabinde de Erciş,Patnos,Muradiye(Bêgıri) gibi şehir merkezlerine saldırılar düzenlediler.bu saldırılar sonucu 15.seyyar jandarma alayı dağıtıldı.Esir askerler köylere eşit oranda dağıtılarak,bakılmaları sağlandı.rütbelilerin çoğu ise öldürüldü.haber Ankara’ya ulaştığında , “ırkçılığı orduya sokan komutan” genelkurmay başkanı Fevzi Çakmak, Başbakan İsmet İnönü,İçişleri Bakanı şükrü Kaya ve cumhur başkanı Mustafa kemal ile görüştükten sonra,dönemin 1. Umumi müfetiş İbrahim tali’den rapor istendi.rapor doğrultusunda , Zilan bölgesinin tamamen imha edilmesine karar verildi.ve katliam harekatı 4 temmuz 1930 tarihinde Erciş’in Arnês ve yekmal iskelelerine çıkartma yapan kara birlikleri ile,ağrı ile Erciş teyyare taburundan kalkan uçaklar tarafından başlatıldı.sistematik katliamın kolordu komutanı Salih omurtak,uygulayıcısı ise eski maliye bakanı Kemal Derviş’in akrabası Albay Derviş bey’idi.Erciş, Patnos, Muradiye ve Çaldıran sahalarında 26 köy havadan bombalandı. Toplam 80’e yakın köy yakılıp yıkıldı. Zilan vadisinin bütün giriş ve çıkışları tutuldu. Tenkil dedikleri katliamın boyutları korkunçtu. Milisler bölgeyi avuçlarının içi gibi biliyorlardı, bölgedeki herkesi tanıyorlardı. İlk etapta 1000’den fazla Kürt savaşçı öldürüldü.2 ay kadar süren katliamda resmi rakamlara göre 15 bin Kürt katledildi. Binlercesi sakatlandı.o kadarı da yerinden yurdundan sürüldü.bazı direnişçiler 1931 yılına kadar direndiler Reşoyê Sılo’da onlardan biriydi.1931 yılının kışında Tendürek dağındaki Devetaş mıntıkasında eşi Zeyno’yla birlikte katledildiler.sonra da başları kesilip köy köy dolaştırıldı ve teşhir edildi.Gelîyê Zilan Katliamı, 20. Yüzyılda yapılmış ilk toplu Kürt katliamıdır.? Dönemin gazeteleri Zilan katliamına dair şöyle diyorlardı:
Cumhuriyet Gazetesi 16 Temmuz 1930 Cumartesi“Temizlik başladı. Zeylan deresindekiler tamamen imha edildi. Bunlardan tek bir kişi kurtulmamıştır. Zilan harekâtında im¬ha edilen eşkıya miktarı 15, 000' den fazladır. Yalnız bir müfreze önün¬de düşüp ölenler 1. 000 kişi olarak tahmin ediliyor. Zilan deresinden sı¬vışan 5 şaki de teslim olmuştur. Buradaki harp pek müthiş bir tarzda cereyan etmiş. Zilan Deresi lebalep (ağzına kadar) cesetle dolmuştur.”
Vakit Gazetesi 13 Temmuz 1930 “Asiler 5 günde yok edildi. Zeylan Deresi'ndekiler tamamen yok edildi. Bunlardan bir kişi dahi kurtulamamıştır. Ağrı'da harekât devam ediyor. Dünden beri harekât sahasında eşkıya kalmamıştır. Büyük kuv¬vetlerimiz yüksek sarp dağlara iltica edenleri de mahvetmiştir. Zeylan Deresi yüzlerce cesetle doludur.”Sonrasında, Yani 1931 yılında isyan bölgesinde işlenen ef’alın (fiil, eylem, işlem) suç sayılmayacağına dair kanun yürürlüğe giriyordu. Bu yasayla, yapılan katliamların bir gün yargılanmasını engellemek amaçlanıyordu. Bu yasanın 1. Maddesi şöyledir: “Erciş, Zilan, Ağrı dağı havalisinde meydana gelen isyan bölgesinde, buna müteakip birinci umumi müfettişlik mıntıkası ve Erzincan’ın Pülümür kazası dâhilinde yapılan takip ve tedip (örnek oluşturacak şekilde cezalandırma) hareketleri münasebetiyle 20 Haziran 1930’dan 1 Aralık 1930 tarihine kadar askeri kuvvetler ve devlet memurları ve bunlar ile beraber hareket eden bekçi, korucu, milis ve ahali tarafından isyanın ve bu isyana alakadar vak’aların tenkili emrinde gerek müstakilen (bağımsız) ve gerekse müştereken (ortaklaşa) işlenmiş ef’al ve hareket suç sayılamaz.”
Not: Sedat ULUGANA “AĞRI KÜRT DİRENİŞİ ve ZİLAN KATLİAMI (1926-1931)” PERİ (pêri) yayınlarından. Katliama dair onlarca fotoğrafın ve belge de bende var kitapta bulunabilir
Başlangıçta Bro ve ailesinden oluşan isyan kadrosu, civardaki muhalif Kürtlerin katılımıyla daha da kalabalıklaştı. Bunun üzerine İhsan Nuri Paşa Xoybun tarafından Ağrı’ya gönderildi. İhsan Nuri Paşa, Broyê Heskê Telli ile birlikte Ağrı Hükümeti’ni kurdu.3 yıl boyunca süren örgütlenme faslından sonra 1929’da Salih Omurtak komutasındaki binlerce asker Ağrı’ya saldırdı. Kış mevsiminin basmasıyla birlikte operasyonlar durduruldu. Kış bitip ilkbahar gelip (1930) karlar erimeye başladığında, Türk ordusu bu defa 120 bin kişilik bir ordu ve 100 den fazla uçaktan oluşan hava filosuyla Ağrı’ya tekrar saldırdı. Ağrı’ya yerden, gökten, her taraftan ateş yağarken dolunaylı bir haziran akşamında Zilan’da isyan başladı. Ordu, Ağrı’daki göçlerinin çoğunu Zilan’a kaydırdığı halde Ağrı’daki ateş sönmedi. Uçaklar ölüm yağdırmaya devam etti, hem de Kürtlerin sözlü edebiyatına bir deyiş bırakarak: “Agirî agirî agirî agir dibarî …Ağrı’da bunlar yaşanırken ,19 haziran 1930 gecesi Çılkani yaylasında buluşan kürt direnişçiler,nadir,Mehmet,Bekırê Qulixan,Şebabê Mısto,Reşê sılo,seyid Resul,Usıvê Mero gibi Xoybuncu kürt komutanların liderliğinde Geliyê Zilan’nın Zeylan (Çakırbey) karakolunu bastılar.birkaç gün sonra da Hesenevdal,Norşat gibi büyük karakolları yerle bir ettiler.akabinde de Erciş,Patnos,Muradiye(Bêgıri) gibi şehir merkezlerine saldırılar düzenlediler.bu saldırılar sonucu 15.seyyar jandarma alayı dağıtıldı.Esir askerler köylere eşit oranda dağıtılarak,bakılmaları sağlandı.rütbelilerin çoğu ise öldürüldü.haber Ankara’ya ulaştığında , “ırkçılığı orduya sokan komutan” genelkurmay başkanı Fevzi Çakmak, Başbakan İsmet İnönü,İçişleri Bakanı şükrü Kaya ve cumhur başkanı Mustafa kemal ile görüştükten sonra,dönemin 1. Umumi müfetiş İbrahim tali’den rapor istendi.rapor doğrultusunda , Zilan bölgesinin tamamen imha edilmesine karar verildi.ve katliam harekatı 4 temmuz 1930 tarihinde Erciş’in Arnês ve yekmal iskelelerine çıkartma yapan kara birlikleri ile,ağrı ile Erciş teyyare taburundan kalkan uçaklar tarafından başlatıldı.sistematik katliamın kolordu komutanı Salih omurtak,uygulayıcısı ise eski maliye bakanı Kemal Derviş’in akrabası Albay Derviş bey’idi.Erciş, Patnos, Muradiye ve Çaldıran sahalarında 26 köy havadan bombalandı. Toplam 80’e yakın köy yakılıp yıkıldı. Zilan vadisinin bütün giriş ve çıkışları tutuldu. Tenkil dedikleri katliamın boyutları korkunçtu. Milisler bölgeyi avuçlarının içi gibi biliyorlardı, bölgedeki herkesi tanıyorlardı. İlk etapta 1000’den fazla Kürt savaşçı öldürüldü.2 ay kadar süren katliamda resmi rakamlara göre 15 bin Kürt katledildi. Binlercesi sakatlandı.o kadarı da yerinden yurdundan sürüldü.bazı direnişçiler 1931 yılına kadar direndiler Reşoyê Sılo’da onlardan biriydi.1931 yılının kışında Tendürek dağındaki Devetaş mıntıkasında eşi Zeyno’yla birlikte katledildiler.sonra da başları kesilip köy köy dolaştırıldı ve teşhir edildi.Gelîyê Zilan Katliamı, 20. Yüzyılda yapılmış ilk toplu Kürt katliamıdır.? Dönemin gazeteleri Zilan katliamına dair şöyle diyorlardı:
Cumhuriyet Gazetesi 16 Temmuz 1930 Cumartesi“Temizlik başladı. Zeylan deresindekiler tamamen imha edildi. Bunlardan tek bir kişi kurtulmamıştır. Zilan harekâtında im¬ha edilen eşkıya miktarı 15, 000' den fazladır. Yalnız bir müfreze önün¬de düşüp ölenler 1. 000 kişi olarak tahmin ediliyor. Zilan deresinden sı¬vışan 5 şaki de teslim olmuştur. Buradaki harp pek müthiş bir tarzda cereyan etmiş. Zilan Deresi lebalep (ağzına kadar) cesetle dolmuştur.”
Vakit Gazetesi 13 Temmuz 1930 “Asiler 5 günde yok edildi. Zeylan Deresi'ndekiler tamamen yok edildi. Bunlardan bir kişi dahi kurtulamamıştır. Ağrı'da harekât devam ediyor. Dünden beri harekât sahasında eşkıya kalmamıştır. Büyük kuv¬vetlerimiz yüksek sarp dağlara iltica edenleri de mahvetmiştir. Zeylan Deresi yüzlerce cesetle doludur.”Sonrasında, Yani 1931 yılında isyan bölgesinde işlenen ef’alın (fiil, eylem, işlem) suç sayılmayacağına dair kanun yürürlüğe giriyordu. Bu yasayla, yapılan katliamların bir gün yargılanmasını engellemek amaçlanıyordu. Bu yasanın 1. Maddesi şöyledir: “Erciş, Zilan, Ağrı dağı havalisinde meydana gelen isyan bölgesinde, buna müteakip birinci umumi müfettişlik mıntıkası ve Erzincan’ın Pülümür kazası dâhilinde yapılan takip ve tedip (örnek oluşturacak şekilde cezalandırma) hareketleri münasebetiyle 20 Haziran 1930’dan 1 Aralık 1930 tarihine kadar askeri kuvvetler ve devlet memurları ve bunlar ile beraber hareket eden bekçi, korucu, milis ve ahali tarafından isyanın ve bu isyana alakadar vak’aların tenkili emrinde gerek müstakilen (bağımsız) ve gerekse müştereken (ortaklaşa) işlenmiş ef’al ve hareket suç sayılamaz.”
Not: Sedat ULUGANA “AĞRI KÜRT DİRENİŞİ ve ZİLAN KATLİAMI (1926-1931)” PERİ (pêri) yayınlarından. Katliama dair onlarca fotoğrafın ve belge de bende var kitapta bulunabilir
Sedat Ulugana
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder