Elî Heyder namı diğer Xûçê, Ağrı'da onu kim tanımaz ki.
Takıları çok sevdiğinden dolayı, halk ona "Xûçê" diyor.
Mıhê...
Çok zayıf olduğundan dolayı Ağrı'da halk ona "Bêxûn" (kansız) diyor.
Sonê
SONÊ (Sonêya Dîn) DİYECEM... KİM? DİYECEK YENİ YETMELER...
ABİNİZE BABANIZA SORUN SONÊ KİM? DİYE
... SÖYLESİNLER SİZE...
Allah Rahmet etsin...
Ağrı merkezde şimdi nasıl Reco, Nuri, Apê Elî varsa. Eskiden de Sonê, Pêxas, Pere xweşe Kemo, Tenzere ve diğerleri vardı. Onlar bu memleketin renkleriydiler.
Sonê Ağrının en tanınmışları ile evlenirdi hep (hayalinde) ve gelip bunu kadınlara anlatırdı. Aslında hiç evlenmeden öldü, ama kadınlara şununla evlendim, bununla evlendim derdi. Ve hayali kocasından bahs ederdi.
Babası köylerde Çerçîçilik yapardı o ise Ağrıda mahalle mahalle dolaşırdı, dilencilik yapmıyordu, yardımlarla geçimini sağlıyordu.
Bazîd'in reknli simalarından Gulîzera Cinî (Deli Gulizer) vefat etti.
‘Abdullah Öcalan için bir imza’.
‘Geleceğin cumhurbaşkanı için bir imza’.
Sıfır numara saçları, pörtlek kocaman gözleri ve kalın dudakları ile iriyarı bu adam soğuğa fırtınaya rağmen dışarıda nasıl duruyor? Ve durmadan bağırıyor
‘Abdullah Öcalan için bir imza’.
‘Geleceğin cumhurbaşkanı için bir imza’.
İçeride BDP ilçe başkanına soruyorum. “Kim bu kapıda bağıran, üstü başı perişan adam, üşümüyor mu? Bu fırtınada böyle görev mi olur?” diye. Başkan gülerek, “Sıkıysa siz gidin içeriye davet edin! O bizim meşhur delimiz Akif” diye yanıtlıyor.
Aylardır Ağrı’dayız. Deli Akif sabahtan aralıksız her gün sabahtan akşama kadar imza toplamaya devam ediyor. Kıran kırana geçen seçim maratonunun son gününün gece yarısı BDP zaferini ilan ediyor. Kar fırtınaya rağmen dört yol hınca hınç dolu. Aynı anda iki sigara birden içen Akif, ağzı kulaklarında slogan atıp caddeyi ateşe veriyor. Durmadan karton lastik nereden buluyorsa buluyor, kucak kucak getirip ateşi harlıyor.
“Ne yapıyorsun Akif? Neden şehri yakıyorsun?”
“Başkan millet üşüyor dağılmasınlar…”
AKP’nin yaptığı itirazlarla kent kuşatmaya alınıyor. Çevre illerden getirilen panzer, toma, asker, polislerle her tarafa barikatlar kurulmuş. Oy sayımları günlerdir devam ediyor. Akif gece gündüz barikatlardan ayrılmıyor. Herkesi uyarıyor, “Dağılmayın oylarımızı çalacaklar. Geleceğin cumhurbaşkanı Abdullah Öcalan cezaevinde kalacak.” Oyların 15 defa sayıldığı seçimin galibi yine BDP olduğu halde, gerilen kentte seçimler 1 Haziran 2014 de yeniden yapılmak üzere erteleniyor.
Akif çıldırıyor. Sabahtan akşama kadar bütün Ağrı caddelerini dolaşıp herkese ağır küfürler ediyor. Her dükkana girip “Utanmadınız mı, torbe qeleş Heso dizo anti demirci’’ (Torba yırtıcı Anti devrimci hırsız hasan) oyları çaldı, siz tepkisiz kaldınız. (AKP’li Ağrı eski belediye başkanı Hasan Aslan’ı kast ediyor)” diyor. Üstelik bunu kendine özgü üslupla ‘anti devrimci’ diyemediği için, ‘anti demirci’ diyerek defalarca tekrarlıyor.
Ağrı esnafı Akif’i köyde oturan akrabalarına şikâyet ediyor. “Bunu alın başımızdan, günde 20 defa uğruyor, müşterilerimiz rahatsız oluyor” diyor. Akrabaları Akif’i Adapazarı’nda oturan abisinin yanına gönderiyor.
İkinci seçim maratonu başlar başlamaz Akif bir yolunu bulup Adapazarı’ndan kaçıp Ağrı’ya geliyor. Yine BDP seçim irtibat bürosunun önünden ayrılmayan Akif bütün gün bağırıyor.
“Torbe qeleş Heso dizo anti demirci”, (Torba yırtıcı anti devrimci hırsız hasan)
“Abdullah Öcalan için bir imza”.
“Geleceğin Cumhurbaşkanı için bir imza”.
Akif her gün gece yarısına kadar evlere gidecek proje mektup bildirilerini hazırlıyor, zarflara koyup kolilere yerleştiriyor. Bir yandan da usanmadan herkese “Çıkarın telefonlarınızı cumhurbaşkanını, başbakanı arayın, mesaj atın deyin ki anti demirci torbe qeleş Heso dizoyu istemiyoruz” diyor.
Bir gece yarısı misafir olduğumuz evden kaldığımız yere geçiyoruz. Akif kilitli olan BDP Seçim İrtibat Bürosu’nun önünde bekliyor! Arabayı durduruyorum Akif “Ne işin var bu saatte, burada ne yapıyorsun?” diye soruyorum.
“Başkan hoparlörü dışarda unutmuşlar Heso bunu da çalar, o yüzden bekliyorum” diyor.
“Akif bir şey olmaz git bekleme” diye ikna etmeye çalışıyorum.
“Hayır, Başkan bu Abdullah Öcalan’ın malıdır.”
“Peki, Akif aç mısın bir ihtiyacın var mı?”
“Hayır, başkan bana sigara verin…”
Ağrı esnafı ve gençliği şimdi topluca Akif için Ağrı belediye binasına yürümeyi düşünüyor. Akif belediyeye alınsın orda çalışsın diye. Belki de bu tarihte bir deli için bir halkın yapacağı ilk eylem olacak.
Peki, Akif şimdi ne yapıyor?
Kulağında kulaklığı, BDP seçim müziklerini dinlemeye devam ediyor.
Gördüğü herkese “Gunde wera gavan lazıme” (Sizin köye çoban lazım mı?) diye soruyor.
“Niye Akif çobanlık mı yapacaksım?” diye soranlara “Hayır anti demirci torbe geleş Heso dizoya iş arıyorum” diyor.
Deliler toplumla iç içe yaşıyorsa, o toplum da merhamet vardır.
Ağrı’da toplumla iç içe yaşayan 177 deli var.
Akif ise deli mi, dahi mi siz karar verin.
Murat SAYAN
Mıhê; Gerçek ismi Mıhê'dir ama, Çok zayıf olduğu için, Halk ona Bê Xwîn (Kansız) diyor.SONÊ (Sonêya Dîn) DİYECEM... KİM? DİYECEK YENİ YETMELER...
ABİNİZE BABANIZA SORUN SONÊ KİM? DİYE
... SÖYLESİNLER SİZE...
Allah Rahmet etsin...
Ağrı merkezde şimdi nasıl Reco, Nuri, Apê Elî varsa. Eskiden de Sonê, Pêxas, Pere xweşe Kemo, Tenzere ve diğerleri vardı. Onlar bu memleketin renkleriydiler.
Sonê Ağrının en tanınmışları ile evlenirdi hep (hayalinde) ve gelip bunu kadınlara anlatırdı. Aslında hiç evlenmeden öldü, ama kadınlara şununla evlendim, bununla evlendim derdi. Ve hayali kocasından bahs ederdi.
Babası köylerde Çerçîçilik yapardı o ise Ağrıda mahalle mahalle dolaşırdı, dilencilik yapmıyordu, yardımlarla geçimini sağlıyordu.
Gulîzera Cinî
Gulîzera Cinî (Deli Gulizer) Bazîd'in sevilen bir siması idi.... Gulizer, geçtiğimiz yıllarda vefat etti.Bazîd'in reknli simalarından Gulîzera Cinî (Deli Gulizer) vefat etti.
Murat Sayan / Ağrının Deli Akif'i
Hamur Deresi’nde fırtınanın mahkûm aldığı yolu bitirip, Van Caddesi’nden dört yola doğru ilerliyoruz. Sokak ve caddelerde bir yaya bile bulmak zor. Ağrı; kar fırtına ve soğuğa teslim olmuş. BDP Seçim İrtibat Bürosu önünde dururken, hepimiz sessizce aynı şeyi düşünüyoruz: Bir bardak sıcak çay…‘Abdullah Öcalan için bir imza’.
‘Geleceğin cumhurbaşkanı için bir imza’.
Sıfır numara saçları, pörtlek kocaman gözleri ve kalın dudakları ile iriyarı bu adam soğuğa fırtınaya rağmen dışarıda nasıl duruyor? Ve durmadan bağırıyor
‘Abdullah Öcalan için bir imza’.
‘Geleceğin cumhurbaşkanı için bir imza’.
İçeride BDP ilçe başkanına soruyorum. “Kim bu kapıda bağıran, üstü başı perişan adam, üşümüyor mu? Bu fırtınada böyle görev mi olur?” diye. Başkan gülerek, “Sıkıysa siz gidin içeriye davet edin! O bizim meşhur delimiz Akif” diye yanıtlıyor.
Aylardır Ağrı’dayız. Deli Akif sabahtan aralıksız her gün sabahtan akşama kadar imza toplamaya devam ediyor. Kıran kırana geçen seçim maratonunun son gününün gece yarısı BDP zaferini ilan ediyor. Kar fırtınaya rağmen dört yol hınca hınç dolu. Aynı anda iki sigara birden içen Akif, ağzı kulaklarında slogan atıp caddeyi ateşe veriyor. Durmadan karton lastik nereden buluyorsa buluyor, kucak kucak getirip ateşi harlıyor.
“Ne yapıyorsun Akif? Neden şehri yakıyorsun?”
“Başkan millet üşüyor dağılmasınlar…”
AKP’nin yaptığı itirazlarla kent kuşatmaya alınıyor. Çevre illerden getirilen panzer, toma, asker, polislerle her tarafa barikatlar kurulmuş. Oy sayımları günlerdir devam ediyor. Akif gece gündüz barikatlardan ayrılmıyor. Herkesi uyarıyor, “Dağılmayın oylarımızı çalacaklar. Geleceğin cumhurbaşkanı Abdullah Öcalan cezaevinde kalacak.” Oyların 15 defa sayıldığı seçimin galibi yine BDP olduğu halde, gerilen kentte seçimler 1 Haziran 2014 de yeniden yapılmak üzere erteleniyor.
Akif çıldırıyor. Sabahtan akşama kadar bütün Ağrı caddelerini dolaşıp herkese ağır küfürler ediyor. Her dükkana girip “Utanmadınız mı, torbe qeleş Heso dizo anti demirci’’ (Torba yırtıcı Anti devrimci hırsız hasan) oyları çaldı, siz tepkisiz kaldınız. (AKP’li Ağrı eski belediye başkanı Hasan Aslan’ı kast ediyor)” diyor. Üstelik bunu kendine özgü üslupla ‘anti devrimci’ diyemediği için, ‘anti demirci’ diyerek defalarca tekrarlıyor.
Ağrı esnafı Akif’i köyde oturan akrabalarına şikâyet ediyor. “Bunu alın başımızdan, günde 20 defa uğruyor, müşterilerimiz rahatsız oluyor” diyor. Akrabaları Akif’i Adapazarı’nda oturan abisinin yanına gönderiyor.
İkinci seçim maratonu başlar başlamaz Akif bir yolunu bulup Adapazarı’ndan kaçıp Ağrı’ya geliyor. Yine BDP seçim irtibat bürosunun önünden ayrılmayan Akif bütün gün bağırıyor.
“Torbe qeleş Heso dizo anti demirci”, (Torba yırtıcı anti devrimci hırsız hasan)
“Abdullah Öcalan için bir imza”.
“Geleceğin Cumhurbaşkanı için bir imza”.
Akif her gün gece yarısına kadar evlere gidecek proje mektup bildirilerini hazırlıyor, zarflara koyup kolilere yerleştiriyor. Bir yandan da usanmadan herkese “Çıkarın telefonlarınızı cumhurbaşkanını, başbakanı arayın, mesaj atın deyin ki anti demirci torbe qeleş Heso dizoyu istemiyoruz” diyor.
Bir gece yarısı misafir olduğumuz evden kaldığımız yere geçiyoruz. Akif kilitli olan BDP Seçim İrtibat Bürosu’nun önünde bekliyor! Arabayı durduruyorum Akif “Ne işin var bu saatte, burada ne yapıyorsun?” diye soruyorum.
“Başkan hoparlörü dışarda unutmuşlar Heso bunu da çalar, o yüzden bekliyorum” diyor.
“Akif bir şey olmaz git bekleme” diye ikna etmeye çalışıyorum.
“Hayır, Başkan bu Abdullah Öcalan’ın malıdır.”
“Peki, Akif aç mısın bir ihtiyacın var mı?”
“Hayır, başkan bana sigara verin…”
Ağrı esnafı ve gençliği şimdi topluca Akif için Ağrı belediye binasına yürümeyi düşünüyor. Akif belediyeye alınsın orda çalışsın diye. Belki de bu tarihte bir deli için bir halkın yapacağı ilk eylem olacak.
Peki, Akif şimdi ne yapıyor?
Kulağında kulaklığı, BDP seçim müziklerini dinlemeye devam ediyor.
Gördüğü herkese “Gunde wera gavan lazıme” (Sizin köye çoban lazım mı?) diye soruyor.
“Niye Akif çobanlık mı yapacaksım?” diye soranlara “Hayır anti demirci torbe geleş Heso dizoya iş arıyorum” diyor.
Deliler toplumla iç içe yaşıyorsa, o toplum da merhamet vardır.
Ağrı’da toplumla iç içe yaşayan 177 deli var.
Akif ise deli mi, dahi mi siz karar verin.
Murat SAYAN
Kaynak: http://www.kurdistan24.org/
Kumkujiya Zîlanê ew dîn kirin
Sedat Ulugana -ANF
09:11 / 24 Avrêl 2012
Wan - Teyfûnê Zîlanî, Tenzere û Delal bi saxî ji Komkujiya Zîlanê filitîn, lê belê tiştên ku bi serê wan hatin û tiştên ku dîtine her sêyan dîn kir. Yek ji wana bi darê zorê xistin hindurê nexweşxaneyeke aqil, ya din jî gava di nava deryaya terman de termê nîşaniyê xwe dît dîn bû. Yê din jî kengî balafiran dibîne xwe diavêje erdê… Piştî komkujiya 1930’ê ya Zîlanê bi sedan kes ketin travmayê û hin ji wana dîn bûn. Teyfûnê Zîlanî, Tenzere û Delal jî çend ji vana nin. Teyfûn di dema komkujiyê de 15 salî bû, li gundê Hesenevdalê ji bin termên mirovan derdikeve û rizgar dibe, xwe digihîne Bazîdê. Li gorî gotina wî bi xwe piştî ku li vir demek dirêj ji bo sûbayan şivantiyê kir, gotin ew dîn e û birin Nexweşxaneya Dînan a Xarpêtê. Li şûna ku Teyfûn derman bikin, ji ber ku mexdûrê Komkujiya Zîlanê bû li rastî îşkenceyên giran hat û piştre êdî rêyek dibîne diçe gundê Rustemgedîk ê navçeya Kopê ya Mûşê û li wir bi cih dibe. “NIKARE BEHSA KOMKUJIYA ZÎLANÊ BIKE” Cemal Denîz di destpêka salên 1980’an li gundê Rustemgedîkê mamostayî dike û behsa Teyfûnê Zîlan ê ku di 100 saliya xwe de mir dike: “Teyfûr mirovek balkêş bû, piraniya xelkê digot dîn e, lê bi rastî jî mirovek zana bû. Piştî ku bi darê zorê Teyfûr birin Nexweşxaneya Dînan a Xarpêtê, demek dirêj wenda bû. Piştî demekê bê rih û simbêl û bi taxiemek kincan ve li sûka navçeya Kopê hat dîtin. Lê ew kinc li wî nedihatin. Piştre kincên xwe yên kevin li xwe dike û careke din rih û simbêla berdide. Her çendî mirov bibêje parsek bû, lê tiştek ji tu kesî nedixwest, mirovan bi xêra xwe tiştan didane wî û wî jî wan tiştan dixist hindurê torbeyê xwe yê navdar. Gava xelkê pirsên der barê Zîlanê de jê dipirsî, bê deng dima.” DELALA ZÎLANÊ Delaloya Dînik, navê wê Delal bû. Gava 25 gund li gundê Milk kom kirin, malbata wê hemû jî di nav de bû û wê bi xwe jî vê roja mehşerê dît. Ava Mîtralyozan li gundiyan xistin, parçeyên malbata wê diçûn ber asîmanan. Parçe bûn, belav bûn û li ber çavên wê mirin. Danê êvarê di nava deryaya terman de rûyê nîşaniyê xwe dibîne û dîn bû. Ber bi Erdîşê ve baz da û dîn bû. Heta dawiya temenê xwe li Erdîşê parsektiyê kir. Di Mizgefta Milîs Helîmê de dima. Mirina delalê jî bi qasî jiyana wê trajedîk bû. Neviyên ku bav û dayîk, malbat û nîşaniyê wê kuştibûn (leşkerên tirk), di sala 1970’an de bi dehan car ew tecawiz kirin û piştre singek li zikê wê xistin û ew kuştin.! Delalê pora xwe her tim mîna ya mêran kur dikir, hemû kesên li navçeya Erdîşê wê nas dikir. Ji Delalê tenê wêneyek şîlo yê wê û Berber Celal maye. TENZERE Dînek li navenda bajarê Agiriyê heye, kengî balefirek bifire, xwe diavêje erdê û dike qêrîn û gazîn, digirî. Piştî demek kin hat zanîn ku ew jî Zîlan î ye. Piştî ku balafir hatin gundên wan bombebaran kirin, ji ber hovitiya balefiran dîn dibe, an jî ji ber bombebarana dijwar. Ahmed Aras naskirina xwe û» vê dînê Zîlanê wiha vedibêje: “Di sala 1950’yê de ez li Agiriyê xwendekarê dibistana amadeyî bûm. Min her roj vê dînê navdar ê Agiriyê didît. Jêre digotin Tenzere. Bawer im kesê navê wî yê rast nedizanî. Çengên xwe radikir û bi devê xwe dengê balefiran derdixist. Li serî heta binê sûkê dibeziya. Min ji yên derdorê pirsî ka ev kî ye, çima wisa ye? kesek ji min re gotibû; ‘ Navê wî Tenzere ye. jin Gundê Hesenevdal ê Zîlanê ye. Di komkujiyê de malbata xwe wenda kiriye. Tenê ew rizgar bûye. Li vir hatiye cem mirovên xwe, dîn bûye. Nekarîne zept bikin. Berdane kolanê.” Ağrının Ünlüleri - Mıhê, Melut, Çawuş ve Kalê
|
Kalê (İyi bir insandır). Herkesden para istemez. İnsanlar verdikçe alır.
Memoyê Kinik (cüce Memo)
Ahmo - Ahmoyê Kilîtfiroş (oturan) - Kilit, zıri (sülük) satarak geçimini sağlardı. Soda şişelerine işki koyarak bazen içerdi.
Buda Bazidli Çeto
İsimleri fotoğrafın altında yazılmış.
Tenzere (Mehmet)
Tenzere (sağda, oturan).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder