El Yazmaları sitesinin’nin Notu: Orta Doğu’nun kadim halklarından biri olan Kürt halkının, bin yıllardır 4 bölge ülkesinde yaşadığı bilinmektedir. Bununla birlikte Kürt halkın, her ne kadar göz ardı edilse de, bin yıllardır Azerbaycan’da da yaşamaktadır. Azerbaycan Kürtleri hakkında yapılan araştırmayı içeren yazıyı siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz. Yazıyla ilgili gelecek eleştirileri de yayınlayacağımızı belirtmek isteriz. Özellikle Stalin dönemiyle ilgili yapılan tespitlere yönelik somut delillere dayanan değerlendirmeler varsa iletilmesini rica ederiz.
Tural Hemid / Elyazmaları
Eski Çağlar
Azerbaycan topraklarındaki Kürtlerin varlığı hakkında bilgiler Antik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Kürtlerin Büyük İskender döneminden günümüze kadar Kuzey Azerbaycan’da ve Güney Azerbaycan’da yaşadıkları düşünülüyor. Azerbaycan tarihçisi Giyaseddin Geybullayev’e göre Kafkas Albanyası’nda[1] birkaç Kürt aşireti vardı (Geybullayev, 1991: 171). Bu Kürtlerin sayısının Atropatena devletine oranla çok daha az olduğu tahmin ediliyor. İngiliz tarihçi Vladimir Minorsky’e göre, Kürtler Atropatena’daki[2] yerli halklardan biri olmuştur. Atropatena’da yaşayan Kürtler hakkında eski tarihçilerin ve coğrafyacıların eserlerinde bilgi verilmektedir. Örneğin Strabon, Atropatena’daki Kürtleri “kirti” olarak adlandırmıştır (Jwaideh, 2006: 12). Kürtler, bu bölgede şimdi de Azerbaycanlılardan sonra en kalabalık halk olarak var olmaya devam ediyor.
Şeddadiler ve Revvadiler Devleti
Kürtlerin güneyden Arran’a[3] akınının Arap Halifeliği sırasında başladığı düşünülüyor. 10. ve 12. yüzyıllarda Azerbaycan’ı yöneten iki Kürt hanedanı vardı. Bu dönemde Azerbaycan’ın kuzeyinde Kura Nehri’nden Aras Nehri’ne, Gence’den ve Dvina’ya kadar geniş bir bölgede Şeddadiler devleti kurulmuştur (Aşurbeyli, 1983: 62). Aynı dönemde Azerbaycan’ın güneyinde Revvadiler devleti de vardı. Revvadilerin kurucuları Arap olmasına rağmen zamanla hanedan Kürtleşmiş ve tarihsel kaynaklara bir Kürt hanedanı olarak geçmiştir (Frye, 1975: 236). O dönemde Şeddadiler devleti Gence, Dvin ve Ani emirliklerine bölünmüştü. 10. yüzyılda, Şeddadiler devletini kuran Kürtler Azerbaycan’ın kuzeyini ve Ermenistan’ın tamamını yönetiyordu. 1054 yılında Selçuklu birlikleri Azerbaycan’a girdi, Gence’yi ele geçirdi ve Şeddadiler devletini kendilerine bağladı. Daha sonra 1066’da Şirvan’a yürüyen Selçuklu ordusunun buradaki göçebe Kürt aşiretlerini yağmaladığı tarihi kaynaklarda belirtiliyor (Aşurbeyli, 1983: 94). Şeddadiler devleti (Gence Kolu) 1075’te Selçuklu İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırıldı (Boyle, 1968: 34).
Orta Çağ’da Kürtler
Şeddadilerin Gence kolu çökmüş olsa da, bölge nüfusunun bir kısmı Kürt olarak kaldı. Gence’de doğan Doğu’nun en önemli orta çağ şairi Nizami Gencevi’nin annesinin Kürt olması gerçeği bu iddiayı desteklemektedir (Aliyev, 1981: 268). Azerbaycan’da sadece Gence’de değil, Dağlık Şirvan ve Arran bölgelerinde de Kürt yerleşimleri vardı. Abbasi döneminin ünlü coğrafyacı ve tarihçisi Yakut el-Hamawi, Azerbaycan’daki Balasacan’da (şimdi Beylagan) Kürtlerin yaşadığından bahseder. 12. yüzyılda Beylagan şehrinin hazinedarı Mesud ibn Namdar da Kürtlerin Beylagan’da yaşadığını belirtir. Yazar, özellikle şehrin yakın olan Alian ve Asadan adlarında Kürt köylerinin olduğunu belirtiyor (Geybullayev, 1991: 89). İngiliz tarihçi Vladimir Minorsky, Dağlık Şirvan’da “Kurdivan” ismini bölgedeki Kürt yerleşimlerinin varlığıyla ilişkilendirdi. Önde gelen Azerbaycan tarihçisi Sara Aşurbeyli de bu iddiayı doğruluyor. Aşurbeyli, bugünkü Ismayilli rayonunda[4] olan Kürdüvan ve Kürdmaşı köylerinin, Kürdamir şehrinin, Abşeron rayonunda bulunan Kürdakhani köyünün isimlerinin Kürtlerle bağlantılı olduğuna inanmaktadır (Aşurbeyli, 1983: 16). 13. yüzyılda bütün bölgeyi harap eden Moğol işgalinden sonra İran’dan gelen Kürt aşiretleri, nüfusun neredeyse yok edildiği Karabağ’ın güney bölgelerine göçtüler.
Kürtler, 14-15. yüzyıllarda Azerbaycan tarihinde özel bir rol oynadılar. Azerbaycan halkını tamamen biçimlendiren Safevi hanedanı da Kürt kökenlidir (Jackson, Lockhart, 1986: 620). Bu hanedan daha sonra Türkmen aşiretlerinin bölgeye akması sonucu Türkleşti ve 16. yüzyılın başlarında bölgede güçlü bir devlet haline geldi. Bu devletin kurulmasında Türk aşiretleri ile birlikte, İran halklardan gelen Kürtler ve Talışlar[5] da yer aldı. Örneğin Kızılbaş aşiretleri arasında bir Kürt aşireti (Keruk) vardı. 19. yüzyılda Azerbaycan’ın Göyçay ve Cavad uyezdlerine[6] bu aşiretin adını taşıyan birkaç köyün olduğu bilinmektedir. 18. yüzyılda Şirvan’daki hanlık döneminde eyaletlerden birine bu aşiretten dolayı “Kerus” adı verildi. 1831 yılına ait bir bilgiye göre Kerus eyaleti bugünkü Ağsu rayonunun Nuran ve Zarkava köylerini ve Ismayilli rayonunun Sulut köyünü kapsıyordu (Keybullayev, 1986: 101).
Kürtlerin Azerbaycan’a üçüncü akını 15-16. yüzyıllarda gerçekleşti. Sovyet etnograf Grigory Çursin’e göre, Kürtlerin eski Kürdistan uyezdine ilk gelişi İran-Osmanlı savaşından sonra 1589’da gerçekleşti (Çursin, 1925: 2). Bu savaşta Osmanlı Safevileri yenmiş ve Osmanlı ordusuyla gelen Kürtler, bugünkü Kelbecer, Laçin, Kubadlı ve Zangilan bölgelerine yerleştiler. 16. yüzyılın sonlarında Şah Abbas, kuzeydeki Türkmen aşiretlerine karşı kendisini desteklemeleri için binlerce Kürt’ü İran’ın Osmanlı ve Buhara hanlıklarıyla olan sınırlarına zorla yerleştirdi. Bu politika, 18. yüzyılda Afşar hanedanının kurucusu Nadir Şah tarafından da devam ettirildi. Bu sınır yerleşimlerinin inşası, İran’ın kuzeydoğusunda (şimdiki Azerbaycan’ın Aras Nehri ile sınır bölgelerinde) ve Atrek Nehri’nin kuzeyinde, bugünkü Türkmenistan’da Kürt nüfusunun artışına neden oldu (McDowall, 1996: 491).
Çarlık Rusyası Döneminde Kürtler
19. yüzyılda Kürtlerin Kafkasya’ya göçünün dördüncü aşaması gerçekleşti. 19. yüzyılın ikinci yarısında Kürtlerin İran’dan Sürmeli, Şarur-Daralayaz, Üçmüadzin, Aleksandropol, Erivan, Nahçıvan ve Yeni Bayazid uyezdlerine kitlesel bir akını başladı. 1804-1813 ve 1826-1828 yıllarındaki iki Rus-İran savaşından sonra Kürt aileleri ve aşiret grupları Kafkasya’ya geldiler (Aristova, 1966: 67). Bu Kürt aşiret gruplarının çoğu İran hükümetinin baskısı altında Azerbaycan’a, kısmen Ermenistan’a kaçan göçmenlerden ve daha iyi meralar bulmak için göç eden köylülerden oluşuyordu. Türkmençay Antlaşması’nın 14. maddesine göre İran sakinlerine (uyruklarına bakılmaksızın) ve ailelerine yerel makamların engellemesi olmaksızın İran’dan Rusya’ya serbestçe hareket etme hakkı verildi. Kürt aşiretlerinin Azerbaycan’a yoğun göçü bununla bağlantılandırılır (Aristova, 1962: 20-21). Kürt nüfusunun büyük bir kısmı 19. yüzyılın başlarından Sovyet yönetiminin kurulmasına kadar Zengezur’un dağlık bölgelerine göç etmeye devam etti. Yelizavetpol guberniyasının[7]Zengezur uyezdinin doğusunda Kürtlerin daha sonra nüfusun mutlak çoğunluğunu oluşturması bununla izah edilmektedir. 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında, Kürtler Azerbaycan’ın Kürdistan bölgesine yerleşti. Rusya ile Osmanlılar arasındaki savaşlar (1804-1813, 1828-1829, 1853-1856, 1877-1878) ve Kürt ayaklanmaları da bölgede güvenli bir yer arayan Yezidi Kürt nüfusunun göçünü tetikledi. Yezidi Kürtleri kendilerini Hıristiyanlar arasında daha güvende hissettikleri için göç dalgası Ermenistan ile sınırlı kaldı. Bugün Ermenistan’da kalan tek etnik azınlık olan Yezidi Kürtlerin torunları göç sırasında bölgeye gelen Kürtlerden gelmekteler (Aristova, 1962: 24).
Rusya İç Savaşı Sırasında Kürtler
1918-1920 yıllarında bu bölgedeki savaşlar Azerbaycan’daki bazı Müslüman Kürt gruplarının Ermenistan’a (özellikle Başarkeçar ve Zangibasar bölgelerine) göç etmesiyle sonuçlandı. Bu, Ermenistan’ın bu bölgelerindeki Müslüman Kürtlerin sayıca üstünlüğünü açıklıyor. Bu savaşlar ayrıca Zengezur’un Ermenistan’daki kesiminden ve Nahçivan’dan Azerbaycan’a göçü tetikledi. Bu dönemde Azerbaycan Kürtleri ülkenin siyasi yaşamında aktif rol aldı. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti (ADC) döneminde Bakanlar Konseyi Başkanı Fatali Han Hoyski, Savaş Bakanı Hüsrev Bey Sultanov, ADC’nin 5. Kabinesinde Eğitim ve Diyanet İşleri Bakanı Nurmammad Bey Şahsuvarov, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (SSC) sırasında Savaş ve Deniz İşlerinden sorumlu Halk Komiseri olan Çingiz Yıldırım, Zengezur’daki Taşnaklara karşı savaşan “Kırmızı Tabur” komutanı Abbaskulu Bey Şadlınski Kürt kökenlidir. Fatali Han Hoyski’nin soyu Hoy Hanlığını yöneten Dumbuli adındaki Kürt aşiretine (Petruşevski, 1949: 24), Hüsrev Sultanov Laçin’in Kürdhacı köyünü oluşturan Kasımuşağı (Hacısamlı) Kürt aşiretine, Çingiz Yıldırım Kubadlı’nin aynı adlı Kürt aşiretine, Nurmammad Bey Şahsuvarov Laçin’in Minkend köyünü oluşturan Kürt aşiretlerinden biri olan Şahsuvarlı aşiretine, Abbaskulu Bey Şadlınski ise Şeddadiler devletini oluşturan Azerbaycan’da yaşayan en eski Kürt aşireti olan Şadlı aşiretine mensup idiler (Lerh, 1856: 87).
Sovyet Yönetimi Sırasında Kürtler
Kürtlerin yoğun bir biçimde yaşadığı Zengezur bölgesi, Azerbaycan ve Ermenistan arasında tartışmalı bir bölgedir. 1921’de Transkafkasya Orgbüro’nun[8] kararı ile Zengezur iki kısma bölündü ve bölgenin doğu kısmı (Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgeler) Azerbaycan SSC’sine verildi. 1918-1920 yılları arasında Zengezur ve Karabağ’da devam eden savaş ve etnik temizlik, bölgede yaşayan Azerbaycanlılarla birlikte Kürtler üzerinde de ciddi bir olumsuz etki yarattı. Bunu 1922 ve 1923’te ortaya çıkan bir dizi kuraklık ve dolu izledi ve bölgede ekonomik bir felaket yaşandı. Bu dönemde, eski Kürdistan uyezdindeki nüfusun yüzde 50’den fazlası açlık çekiyordu (Aristova, 1990: 77). 14 Kasım 1921’de “Bakinskiy Rabochiy” gazetesi, bu bölgede 10 gün içinde 20 çocuğun açlıktan öldüğünü bildirmekteydi. Azerbaycan SSC hükümeti bu bölgenin ekonomik ve idari sorunlarını ortadan kaldırmak için ilk önce Kelbecer, Laçin, Kubadlı, Karakışlak, Koturlu ve Muradhanlı rayonlarını birleştiren Kürdistan uyezdini kurdu. Neriman Nerimanov, bu bölgenin ekonomik ve idari sorunlarını ortadan kaldırmak için, bölgedeki açlıkla ilgili Lenin’e acil bir telgraf gönderdi ve yardım istedi. Volga’da yaklaşık 5 milyon insanın açlıktan muzdarip olmasına rağmen, Lenin Nerimanov’un talebine olumlu cevap verdi. Lenin, 17-21 Kasım 1921 arasında Nerimanov’a bir telgrafta şöyle yazdı: “Açlıktan eziyet çeken Kürdistan’a ve Volga’ya 40 milyon rublelik yardım, Kızıl Enternasyonal bayrağı altındaki ilerlemenin en iyi göstergesidir” (Akopov, 1975: 22). Bu ekonomik yardım bölgedeki açlığı hafifletti. 16 Temmuz 1923’te Semyon Kirov’un önerisiyle, Azerbaycan Komünist Partisi (Bolşevikler) Merkez Komitesi Başkanlık Heyeti, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerdeki Kürdistan’a özerklik verildiğini duyurdu. Bu özerklik tarihsel kaynaklarda “Kızıl Kürdistan” olarak geçmektedir. Kürdistan uyezdinin toplam alanı 3312 kilometrekareye ulaştı ve nüfusu 44.000 idi. Bu nüfusun %80,7’si Kürt, %19,3’ü Azerbaycanlıydı (Çursin, 1925: 2). Hüsü Hacıyev, Sovyet Kürdistanı hükümetinin ilk başkanı olarak seçildi. Azerbaycan Merkez Yönetim Kurulu sekreteri olarak görev yapan tanınmış yazar Tağı Şahbazi, yeni bölgenin başkenti olarak Abdallar köyünü seçti. Ancak, merkez için yeni bir yer seçerken, Tağı Şahbazi Abdallar adını sevmedi ve merkez olacak yeni yere Laçin ismini verdi. Abdallar köyü ile Laçin kayasının altındaki düz alanda yeni bir şehrin temeli atıldı. İlk cadde Laçin Dağı’nın eteklerinde, Abdallar postanesi yakınındaki bir ovada inşa edilir. Böylece, günümüzdeki Laçin şehrinin temeli 1924’te Özerk Kürdistan’ın başkenti olarak atılmıştır (Aliyarlı, 2013: 306). 1926 yılında Azerbaycan’da yapılan ilk resmi nüfus sayımına göre, Kürdistan uyezdinde 51.200 kişi yaşamaktaydı; bunların % 73’ü Kürt ve % 26’sı Azerbaycanlı idi. Kürdistan uyezdinin kurulması, bazı Azerbaycanlıların (eskiden Kürtlerin) yaşadıkları bölgedeki yer adlarının Kürtçeleştirilmesine neden oldu. 1926 nüfus sayımına göre Kürdistan uyezdinde 37.200 Kürt bulunmakla birlikte, bunların sadece 3.100’ünün anadili Kürtçe olarak kabul edilmiştir (Qardanov, 1969: 58).
Bu gerçekler etnik asimilasyon sürecinde rol oynamıştır. 1930’da yapılan bir araştırma, Laçin ve Kelbecer rayonlarındaki bir dizi Kürt köyü sakininin ana dilinin artık Azerbaycanca olduğunu göstermiştir. Ne var ki, bu köylerde 40 yaş üstü Kürtler Kürtçe konuşabiliyordu. Azerbaycan’da Kürtlerin daha yoğun oldukları bölgelerde Kürtçe tamamen korunmuş olsa da, Azerbaycancanın Kürtçe üzerindeki etkisi burada da hissedildi. Azerbaycan’ın diğer etnik azınlık bölgelerine kıyasla, bu bölgede Azerbaycanca konuşmayan Kürt köyü yoktu. Kürtlerin asimilasyonunu tetikleyen bir başka faktör de, Kürtler ve Azerbaycanlılar arasında sık rastlanan evlilikti. Bu ya da diğer doğal faktörler, bölgedeki Kürtçenin önemli ölçüde zayıflamasına neden oldu. Doğal faktörlerin yanı sıra Kürtçe devlet tarafından da baskıya uğramaya başladı. Lenin’in ölümünden sonraki Stalin döneminde, her cumhuriyette etnik azınlıklara karşı devlet asimilasyon politikası başlattı. 1929’da, yeni bölgeselleşme ile bağlantılı olarak, Kürt ve kısmen Azerbaycanlı ahalisi bulunan Kürdistan uyezdinde üç bağımsız rayon kuruldu: Laçin, Kelbecer ve Kubadlı (Bukshpan, 1932: 10). Azerbaycan Kürtleri için Azerbaycanca okullarının kurulması, Kürtçe’den Azerbaycanca’ya geçişlerinde büyük bir rol oynamıştır.
1930’lardan itibaren Kürtler, birçok Kafkas halkı gibi, Stalin’in bir dizi baskıcı önlemiyle karşı karşıya kalmaya başladılar. 1937’de binlerce Kürt zorla Azerbaycan’dan Kazakistan’a, diğer Orta Asya cumhuriyetlerine ve Sibirya’ya sürüldü. 1937’deki sınır dışı edilmede bir çocuk olan Nadir Nadirov şöyle anlatıyor: “Tüm yetişkin erkekler bir yere toplandı ve trene götürüldüler, daha sonra onlar hakkında hiçbir bilgi alamadık. Erkeklerin ardından kadınlar ve çocuklar evlerini ve hayvanlarını terk etmek zorunda kaldılar. Hayvanlar için kullanılan bir trende bilinmeyen bir yöne götürüldük. Kimse neden veya nereye götürüldüğünü bilmiyordu. Hayatta kalanların akrabalarını bulmaları birkaç yıl aldı. Sokağa çıkma yasağı altında yaşadığımız pek çok yerleşim yerinde ve şehri veya köyü izinsiz terk etmek 25 yıla kadar hapis cezasına neden olabilirdi” (McDowall, 1996: 492).
Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin o dönemdeki Birinci Sekreteri Mircafer Bağırov, bölgede yaşayan diğer Kürtleri korkutmaya yönelik yaptığı bir açıklama hatırlardadır: “Eğer Ermenistan’daki ve Nahçıvan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ndeki soydaşlarınız gibi baskı görmek istemiyorsanız, “Kürt” kelimesini tamamen unutmalısınız“(Aliyeva, 1993: 97). Kürt nüfusu ile yapılan bütün aydınlanma çalışmaları azaltılmaya başlandı, okullar kapatıldı ve gazetelerin dağıtımı durduruldu. “Kürt” kelimesinin kullanımı dergilerde gayriresmi olarak sansürlendi. Her ne kadar 1933’te Laçin’de müdürü Museyib Akhundov olan Kürt Pedagoji Teknik Okulu açılsa da bu teknik okul kısa süre sonra kapatıldı (Aristova, 1966: 205-206). 1937’de çok sayıda Kürt komünisti, Sovyet ve parti çalışanları ve aydınlar tutuklandı. 1937-38’de Azerbaycan ve Ermenistan’dan gelen Kürtler Orta Asya cumhuriyetlerine ve Kazakistan’a yerleşmeye başladılar. Kürdistan’ın özerkliğinin kurulduğu yıllarda burada 48.000 Kürt yaşıyorduysa da, 1979 nüfus sayımına göre Azerbaycan’da Kürt yoktu. Ulus ve milliyetçilik konusunda uzman olan Valery Tişkov konuyla ilgili şöyle diyordu: “Birlik cumhuriyetleri azınlıklar konusunda Moskova’dan daha sertti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının arifesinde bu gibi ulusal meselelere bağlı bütün dikkatler Moskova’ya yöneldi, ancak Gürcistan, Azerbaycan ve Özbekistan en büyük asimilasyonu yapan devletler arasındaydılar” (De Waal, 2003: 133).
Laçin ve Kelbecer Kürtleri
Kürdistan uyezdinde en çok Kürt’ün yaşadığı iki yer Laçin ve Kelbecer’di. 19. yüzyılın ortalarında, Kürdhacı veya Kasımuşağı olarak adlandırılan bir aşiret Laçin’de Erikli, Kasımuşağı (şimdiki adı Kürdhacı), Elekçi, Bozdağan, Piçenis, Nağdalı, Çorman (aynı adı taşıyan köyler Kelbecer’de de mevcuttur), Hacısamlı ve Şamkend köylerini kurdu (Geybullayev, 1986: 102). Laçin rayonundaki Karakeşiş köyü, Erivan guberniyasının Şarur-Daralayaz uyezdinden olan göçmenler tarafından kurulmuştu. 19. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’a göç eden Kürt aşiretlerinden biri Şahsuvarlılar idi. Onlar da Şarur-Daralayaz uyezdinden eski Kürdistan uyezdinin topraklarına göçmüşlerdi. Bu aşiret Laçin rayonundaki Minkend köyüne yerleşti.
Şahsuvarovlardan kısa bir süre sonra, birkaç Kürt aile Minkend’e geldi. İstatistiklere göre, 1888’de köyde 23 Kürt ve 47 Ermeni ailesine ait çiftlikler vardı. Laçin bölgesindeki diğer köyler Bozlu, Ağcakend, Mirik, Kamallı’nın nüfusu 19. yüzyılın sonunda tamamen Kürttü. 1960’larda bu köyler Azerbaycanlılarla Kürtlerin ortak köyleri olarak nitelendiriliyordu. Azerbaycan’ın diğer büyük Kürt köylerinden biri de Kelbecer rayonunun Zeylik köyüdür. Bu köyde yaşayan Kürtlerin ataları, 1826-1828 yılları arasındaki ikinci Rus-İran savaşı sırasında Kaçar iktidarının baskısıyla Azerbaycan’a geldi (Aristova, 1962: 23). Böylece 19. yüzyılın sonunda, Yelizavetpol guberniyasının Zangazur uyezdinin Şahsuvarlı köy grubu, 7 Kürt köyünden oluşuyordu: Şahsuvarlı, Minkend, Bozlu Kamallı, Ağkerli (Boznalı), Alpaut, Varazgun, Minkend-Hasanlı. Ferehkanlı köy grubuna ise 2 Kürt köyü dahildi: Ferehkanlı ve Hasanlı (Aristova, 1962: 28).
Aynı zamanda Kelbecer’deki köylerin bir kısmının Laçin’den göç eden Kürtler tarafından işgal edildiğine dikkat edilmelidir. Örneğin, Kelbecer rayonunun Oruçlu ve Ağcakend köyleri, Laçin rayonunun Ağcakend ve Minkend köylerinden gelen Kürtler tarafından kurulmuştur (Aristova, 1966: 40). Yerel ahaliye göre, Oruçlu köyü bölgeye ilk giren kişinin adını, Ağcakend ise Kürt kızı Ağca’nın adını almıştır. Kelbecer rayonundaki Oruçlu ve Ağcakend köylerinin kurucuları Kürt olmasına rağmen isimleri Azerbaycan (Türk) kökenlidir. Bunun esas nedeni Azerbaycan Kürtlerinin yereldeki Türklerle iç içe olması ve hatta bu dili kendi aralarında konuşmasıdır. Azerbaycan Kürtleri, komşu Ermenistan Kürtlerinin aksine çocuklarına Türk kökenli isimler verdiler.
Kubadlı ve Zengilan Kürtleri
Azerbaycan’da bazı rayon adlarından sadece Kubadlı ve Zengilan Kürt kökenlidir. Zengilan, Azerbaycan’ın en eski Kürt bölgelerinden biri olarak kabul ediliyor. 13. yüzyıla ait kaynaklarda zikredilen Zengilan ismi, Azerbaycan’daki eski Kürt yerleşimlerinin varlığına işaret ediyor. İran’ın güneybatısındaki Bahtiyari aşiretlerinden birine Zengi denir. Zengiler, Kürtlerle bağlantılı olan Lor (Bahtiyari) aşiretlerinden biridir. Zengilan rayonunun adı ise bu Kürt-Bahtiyari aşiretinin adından gelmektedir (Aliyarlı, 2013: 247). Bahtiyari adı hala bölgenin köylerinde mevcuttur. Zengilan’a komşu olan Kubadlı rayonunda hâlâ Bahtiyarlı ismi mevcuttur ve Zengi etnonimi[9] bu bölgenin Kürt köylerinin isimlerinde korunuyor. Kürtlerin Zengilan’a bir sonraki göç dalgası 18. yüzyılın sonlarında başladı. İran Azerbaycanı’ndaki Mincivan bölgesinden gelen Kürt aileleri kuzeye göçtü ve günümüzdeki Zengilan ve Ordubad rayonunda aynı adı taşıyan köyler kurdular (Geybullayev, 1986: 101). Ordubad’daki Mincivan köyü günümüze kadar ulaşamamış olsa da, Zengilan rayonundaki Mincivan köyü büyüdü ve işgalin arifesinde kasaba statüsüne sahipti. Azerbaycan’daki Sovyet yönetiminin ilk günlerde, Zengilan’da yaşayan Kürtlerin sayısı Kelbecer, Kubadlı ve Laçin Kürtlerine kıyasla çok daha azdı. Bu nedenle bu rayon Kürdistan uyezdine dahil edilmedi. Burada yaşayan Kürtler, dil statüsü eksikliği ve diğer doğal ve doğal olmayan faktörler nedeniyle asimilasyona uğrayarak tamamen Türkleştiler.
Azerbaycan Kürtlerinin yaşadığı bir başka alan da Kubadlı idi. Kubadlı Kürtlerinin çoğu buraya Çarlık Rusyası döneminde gelen göçmenlerin nesillerinden oluşmaktaydı. Bölgenin adı olan “Kubadlı” ismi Kürt kökenlidir. Kubadlı adlı Kürt aşireti günümüzde İran’da yaşıyor (Geybullayev, 1986: 101). 19. yüzyılın ikinci yarısında, İran hükümetinin zulmünden kaçan ve burada yaşayan akrabalarına sığınan Kürtlerin akını, Kubadlı’nın etnik haritasını önemli ölçüde değiştirdi. Kürt aşiretlerinin Kubadlı’ya ilk akını 19. yüzyılın başlarında başladı. 16. ve 17. yüzyıllarda Türkiye’deki Van Gölü’nün doğusunda yaşayan Cibikli ve Mahmudlu aşiretleri, daha sonra Azerbaycan’da bir dizi köy oluşturmak için diğer aşiretlerle birleştiler (Kubadlı’daki Aşağı Cibikli, Yukarı Cibikli, Mahmudlu köyleri, Fuzuli’deki Birinci Mahmudlu, İkinci Mahmudlu, Üçüncü Mahmudlu köyleri, Cebrayil’deki Mahmudlu köyü, Şemkir’deki Mahmudlu köyü ve İmişli rayonundaki Kürdmahmudlu köyü).
Kürtlerin Kubadlı’ya en büyük göçü ise 1807’de gerçekleşti. O tarihte 600 Kürt aile İran’dan Karabağ Hanlığı’na göçmüştür. Bu ailelerin çoğu bugünkü Kubadlı rayonunun köylerinde yaşamaktadır (Bukshpan, 1932: 56). 1820’de “Mahrızlı” adlı Kürt aşiretinin İran’dan Azerbaycan’a göçü başladı. Mahrızlı etnonimi, bugün Kubadlı rayonunda ve Ağdam rayonundaki Mahrızlı köyünde kendini göstermektedir. Kubadlı’da İran’dan gelen Kürt aşiretlerinin oluşturduğu köylerin yanı sıra eski zamanlara dayanan Kürt köyleri de var. Bu köyler Azerbaycan-İran sınırı boyunca bulunuyordu ve Rus-İran savaşlarından önce İran tebaaları idiler. Bu köylere örnek olarak Kubadlı rayonundaki Zilanli ve Şotlanlı (aynı adı taşıyan köy günümüzde Ağcabedi ve Ağdam rayonunda bulunmaktadır) köyleri verilebilir (Aristova, 1966: 39).
Nahçıvan Kürtleri
Kürtlerin Nahçıvan’a ilk göçü ikinci Rus-İran savaşından sonra gerçekleşti. İlk olarak Zilanlı (Redikan) aşiretlerin birliğinin göçü Aras boyundaki topraklara gerçekleşti. Zilanlı aşiretlerin birliği Buriki, Celali, Milaya, İradi, Zabuk, Cunuk, Çahmanlı, Arizanli ve Halisanlı aşiretlerinden oluşuyordu. Bu aşiretlerden bir kısmı Aras boyundaki topraklara, esas kısmı ise Erivan guberniyasının Nahçıvan uyezdine göçtüler.
Nahçıvan’da yaşayan Kürtler hakkında bilgiler çok çelişkilidir. 1833’deki bilgilere göre Nahçıvan’da yaşayan Kürtler 9 aşiret topluluğundan oluşuyordu: Hacısamlı, Şadmanlı, Kulukçu, Külekanlı, Hesenallı, Bozlu, Ferruhanlı, Püsyan ve Milli (Geybullayev, 1986: 101). Nahçıvan’da Milli, Acısamlı, Eliyanlı, Şadmanlı, Püsyan, Külekanlı, Ferruhanlı, Bozlu ve Hesenallı aşiretleri yaşamaktaydı. Kürt aşireti olan Bayramlı ise günümüzde Ermenistan’da kalan Azizpeyasi, Damlı, Zorkeşiş, İskenderhanası, Kovuşuk ve Aşağı Ulukhan köylerini oluşturmuştu. 1918-1920 yıllarında bu bölgede Taşnaklar tarafından yapılan etnik temizliğin kurbanlarından biri de Kürtler idi. Bu nedenle Azerbaycan’da Sovyet hükümeti kurulduğunda Nahçıvan’da yaşayan Kürtlerin sayısı önemli ölçüde azalmıştı. 1931 yılına kadar Arazdayan istasyonu arazisindeki Sadarak’ın çevresinde ve Culfa-Bakü demiryolu hattının sınırlarından Aras Nehri’ne kadar olan bölgede 7 Kürt köyü vardı: Karaburun, Yanık, Korkmaz, Gelevan, Mahmudkend (şimdiki Şarur), Vodokaçka ve Kirkaç. Tüm bu yerleşimler aşiretin adını taşıyan köylerdi: Karaburun ve Yanık köyleri Şavliki, Korkmaz köyünü Banuki, Kirkaç köyünü Başki, Gelevan, Mahmudkend ve Vodokaçka köylerini ise Kariki aşireti tarafından kuruldu (Bukshpan, 1932: 37-38). Darakand da Nahçıvan’da bulunan Kürt köylerinden biriydi. Buna ek olarak, 1980’lere kadar Ordubad’daki Kilit köyünde kendine mahsus bir dil konuşuluyordu. Kilit olarak sınıflandırılan bu dili birçok araştırmacı Kürtçeye yakın bir dil olarak kabul edilmektedir (Baskakov, 1971: 34). Bu dil, 20. yüzyılda Azerbaycan’da Arapça’dan sonra ölen ikinci dil olarak kabul edilir. 1960’larda Nahçıvan Kürtlerinin neredeyse tamamı Şarur rayonunda ve Arazdayan istasyonunun topraklarında yaşıyordu. Şu anda, resmi bilgilere göre Nahçıvan’da Kürtler Şarur rayonunun Darakand ve Culfa’nın Teyvaz köyünde yaşıyorlar.
Azerbaycanda Kürt Etnonimleri
Azerbaycan’da Kürt etnonimine sahip çok sayıda köy mevcuttur. Orta Aran bölgesinde ve Aras ovalarında Kürt aşiret isimlerine yakın pek çok yer ismi vardır: Seleli, Zazalı, Zengene, Zilanlı (Redkan), Cibikli ve diğerleri. Kızılbaş aşiretleri arasında Kürt ve Lor (Bahtiyari) aşiretleri olan Bergüşad, Ardalan, Bahtiyarlı, Dümbuli, Garus aşiretlerinin hala İran ve Azerbaycan’da isimlerini verdikleri yerler vardır. Abşeron rayonunda bulunan Kürdehani köyü buna eklenebilir. Kürt-Lor kökenli Kızılbaş aşiretlerinden biri Zengene aşiretiydi. 19. yüzyılın ortalarında 24 aileden oluşan bu aşiret Cavad uyezdinde yaşıyordu. Sabirabad rayonunda bulunan Zengene köyü de bu Kürt aşiretinden miras kalmıştır (Geybullayev, 1986: 102) 19. yüzyılın ortalarında Ivan Şopen’in belirttiğine göre; Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerden Karaçorlu, Heseneli, Külekanlı, Şadmanlı, Şeylanı, Tehmezli, Bergüşad, Babalı, Kulukçu, Kelovçi, Ferruhanlı, Sisianlı, Terterli, Hacısamlı, Sultanlı, Bozlu, Kuluhanlı, Elikyanlı, Kolanı ve Püsyan aşiretleri Şii; Celali, Biryuki (Buruklu), Redikanlı, Azizanlı, Şeyhbizanlı, Gelturi, Karaçorlu, Dilheyrimli, Banuki, Sibiki, Cuniki, Çahamanlı (Çekeman, Redikan), Halisanlı aşiretleri ise Sünni Kürt aşiretlerdir. Ancak Şopen’in bahsettiği Kürt aşiretlerinin çoğu Ermenistan’da yaşıyordu. 19. yüzyılın ortalarında Milli, Karaçorlu, Alihanlı ve Püsyan gibi Kürt aşiretlerinin Azerbaycan’da yaşadıkları belirtilmektedir (Geybullayev, 1986: 101-102).
Ülkedeki diğer yaygın Kürt aşiretlerinden Püsyan Türkiye’den, Garus aşireti ise İran’ın Hamadan eyaletinin Garus bölgesinden Azerbaycan’a gelmişlerdi. Azerbaycan’da bu aşiretlerle bağlantılı yer isimleri aşağıdaki uyezdlerdeki köylerde mevcuttur.
Kuba uyezdi – Karaçallı ve Karakurdlu. (Her ikisi de şimdiki Haçmaz rayonundadır)
Cavad uyezdi – Karalar (4 köy), Karacalar, Büyük Garus, Cır Garus.
Şamahı uyezdi – Kürt, Karalı, Gorus-Çaparlı.
Göyçay uyezdi – Cir-Kürt (şimdiki Cırkurd köyü), Kürdşaban, Kürd-Karabağlar (şimdiki Karabağlar köyü), Kürdmaşı (İsmayıllı), Kürd, Karaçallı, Karaca, Gorus-Ağa-Ark (Ağsu), Garus-Arat-Kend (Ağsu).
Lenkeran uyezdi – Bergüşad, Kürd Abazlı, Kürdler (Celilabad), Karalı-Böyük, Karalı-Kiçik.
Ağdaş uyezdi – Kürd (Kebele).
Zengezur uyezdi – Karalar (Kubadlı), Karacalı (şimdiki Karaçanlı, Laçin), Sisian, Kürdhacı (Laçin), Kürd-Ali (şimdiki Ermenistan), Kürdkala.
Kazah uyezdi – Karalar (şimdiki Tovuz).
Cebrayıl uyezdi – Karacılar (şimdiki Karaçalı, Kubadlı), Kürd Mahrızlı (Kubadlı), Kürd Efendiler (şimdiki Efendiler köyü, Kubadlı), Kürd Çapık.
Cavanşir uyezdi – Karkuşed, Kürdborakı (şimdiki Berde), Gazi Kürd Ali (şimdiki Gazikurdali köyü, Berde), Kürtler (şimdiki Kurtlar köyü, Berde), Kürt-Amaniyan.
Gence uyezdi – Safikürd (şimdiki Goranboy).
Şuşa uyezdi – Kürt-Karadağlı, Kürtler (Kürtler köyü, şimdiki Ağcabedi).
Şarur-Daralayaz uyezdi – Püsyan (şimdiki Şarur rayonu). (Valiyev, 1921: 48-49).
1957’de Bölgedeki Genel Etnik Durum
SSCB’nin kuruluşundan sonra Zengezur’da yapılan araştırmalar sırasında bölgedeki hemen hemen bütün Kürtlerin köylerinin tarihini bildikleri anlaşıldı. Bu nüans, kural olarak, Kürtlerde köyün kurulmasıyla bağlantılı olarak nesilden nesile aktarılan halk adet ve geleneklerinin güçlü olduğunu göstermektedir. Bu alanlarda 1957 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre, Laçin rayonunda hem Kürtçe hem de karma Azerbaycanca-Kürtçe dilinde konuşan 12 köy, Kelbecer’de 8 Kürt köyü, Kubadlı’da hem Kürtçe hem de karma Azerbaycanca-Kürtçe dilinde konuşan 18 köy, Zengilan rayonunda ise karma Azerbaycanca-Kürtçe dilinde konuşan 6 köy bulundu (Kuriyev, 1980: 93). Bölgede yapılan araştırma sırasında Laçin rayonunda Minkend, Aşağı Zerti, Yukarı Zerti, Kalaç, Bozlu, Kamallı ve Karakeşiş köyleri, Kelbecer rayonunda Zeylik, Aşağı Şurtan, Ağcakend, Oruçlu köyleri, Kubadlı rayonunda ise Yukarı Mollu ve Zilanlı köyleri Kürt kimliğine sahip olan köyler olarak tespit edilmiştir (Aristova, 1962: 22).
Yukarıda da belirtildiği gibi, sürüleri için daha iyi otlaklar ve topraklar arayan Kürtler, akınlarını Azerbaycan’ın bir kısmından diğerine, özellikle de dağlara taşıdılar. Bu yaşam tarzı Sovyet döneminde de devam etmiştir. Azerbaycan Kürtlerinin diğer Kürtlerden farkı ise hangi aşirete ait olduklarını tam olarak bilmemeleridir. 1950’lerde yapılan bir araştırma sırasında, çoğu yaşlı Kürt bu soruya Acem (Bu ifade Orta çağlarda İran coğrafyasında yaşayanlar için kullanılmaktaydı) olarak yanıtladı. İki köyde yaşayan Kürtler, Acem ile birlikte Babayalı, Ferehkanlı ve Şahsuvarlı soyundan olduklarını söylediler. İlginç bir şekilde, bu ifadeler aşiret isimlerini değil, toprağa olan bağlılığı yansıtmaktaydı. Örneğin, Ferehkanlı ve Şahsuvarlı terimleri, Kürt köylerinin de dahil olduğu kırsal toplulukların isimleridir. Bu nedenle, Azerbaycan’daki Kürt yer isimlerinin temel olarak Kürt aşiret birleşmelerinin adlarını yansıttığını söyleyebiliriz.
Kürt halkına has olan özelliklerinden biri, hâlâ korunan bir aşiret bölünmesinin varlığıdır. Bu özellik Azerbaycan’ın yer isimlerine de yansımıştır. Birçok Kürt etnonimlerinin sonuna Azerbaycancaya has eklerden (-par, -li) oluşması ve bir dizi Kürt aşiretinin etnonimlerinin Türkçe olması, Azerbaycan Kürtlerinin yoğun bir biçimde değil Azerbaycanlılarla karışık biçimde yaşadığı gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Kürtlerin bu derecede çok hızlı bir şekilde asimilasyona uğrayarak Azerbaycanlılarla karıştığı gerçeği, bu kültürel yakınlık ile açıklanmalıdır (Geybullayev, 1986: 102)
Karabağ Savaşı
1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşüne Kafkasya’da milliyetçi hareketler eşlik etti. O sırada Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ çatışması, Müslüman Kürtlerin Ermenistan’dan sürgün edilmesine, eski Kürdistan arazilerinin tamamen yok edilmesine ve 150.000 Kürt’ün kendi topraklarından sınır dışı edilmesine neden oldu (Lockman, 1997: 17). İlk olarak, 1992’de Laçin bölgesi Ermeni kuvvetleri tarafından işgal edildi. Ermeniler, Laçin’in işgalini hukuki bir biçime sokmak için, bölgedeki çok az sayıda Kürt (yaklaşık 60 kişi) ile birlikte “Kürt Laçin Cumhuriyeti”nin kurulduğunu ilan ettiler. Bu cumhuriyet bir hafta bile yaşamadı. Bunun temel nedeni bölgedeki cumhuriyet için herhangi bir kitle desteğinin olmamasıydı. Azerbaycanlılar gibi Kürtler de Laçin’in işgali sırasında bölgeden kovulmuşlardır (Kemper, Conermann, 2011: 92). Bu mesele sadece Azerbaycan’da değil, aynı zamanda yurt dışında yaşayan Kürt diasporasının protestolarında da kendini gösterdi. Nisan 1993’te Kelbecer kuşatmasından sonra, Azerbaycan Kürtlerinin “Ronahi” Kürt Kültür Merkezi dünyadaki Kürtlere seslendi:
“Biz, binlerce Azerbaycan Kürtleri, yüzyıllardır Azerbaycanlılarla barış ve dostluk içinde yaşadık. Azerbaycan’da demokrasinin gelişmesine gelince, dilimize, geleneklerimize ve işlerimize saygı duyulur. Azerbaycan’da kendi dilimizde yayınlanmış kitaplarımız ve gazetelerimiz var. Ayrıca kendi dilimizde radyo programlarımız vardır. Ancak diğer Azerbaycan halkları gibi Kürt halkı da son 5 yıldaki Ermeni saldırganlığı sonucunda çok acı çekti. Laçin Kürtleri soykırım politikasına maruz kaldılar. Orada yüzlerce erkek, kadın ve çocuk öldürüldü ya da esir alındı. Laçin’deki on iki Kürt köyü yeryüzünden silindi. Kürtlerin, Ermeni saldırganlığı ile topraklarından atılmasına yol açan askeri saldırganlık bugün de devam ediyor. Kelbecer’de 60.000 sivil kuşatma altındadır ve orada Hocalı katliamından daha büyük bir felaket yaşanıyor. Bölgedeki Kürtler orada yaşayan Azerbaycanlılarla birlikte katlediliyor, evleri yağmalanıyor ve insanlar öldürülüyor. Bu Ermenilerin Kürtlere karşı ilk saldırganlığı değil. 1905, 1908, 1937, 1947-1948’de binlerce Kürt Ermenistan’dan sürgün edildi. 1988-1989’da Ermenistan’daki 20.000’den fazla Müslüman Kürt yurtlarından kovuldu ve 12.000’i bugün Azerbaycan’da yaşamaktadır. Şimdi, bir kez daha, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı temelsiz toprak iddialarından dolayı Azerbaycan’da yaşayan tüm halklar evlerinden atılmanın bir sonucu olarak kanları akıyor. Biz Kürt topluluğu olarak bir kez daha Azerbaycan’ın ülkemiz olduğunu ve Azerbaycanlıların en yakın dostlarımız olduğunu tekrarlamak istiyoruz. Sevgili kardeşler! Lütfen Ermenilerin neden olduğu trajedi hakkında tüm yoldaşlarınızı bilgilendirin! Azerbaycan’ın Kürt kadın ve erkeklerinin uğradığı felaketleri kendi üzüntünüz olarak kabul edin! Laçin ve Kelbecer’deki felaketlerin Hocalı katliamının devamı olduğunu bildirin! Dünya Kürt toplumunu bize katılmaya ve ülkemizi saldırganlık ve işgalden kurtarmak için kitlesel, uluslararası bir dayanışma kampanyası başlatmaya çağırıyoruz! Kadim vatanımız Azerbaycan’da adalet ve barış uğruna kurtulmamıza yardım etmenizi istiyoruz!”. Ancak bu itiraz, yurtdışındaki Kürt diasporasının Ermenilerle dostane ilişkileri nedeniyle güçlü bir şekilde desteklenmedi. Buna istisna olarak İranlı Kürtleri gösterilebilinir. İranlı Kürt bir bilgin olan Mehrdad Izadi, Laçin ve Kelbecer’in işgali sırasında Kürtlerin kovulması konusundaki Ermeni iddialarını reddediyor ve şu retorik soruyu soruyor: “Sen de, Ermenistan?” (Goltz, 1998: 346).
1993 yazındaki saldırılarda Kürtlerin yaşadığı bir diğer rayon olan Kubadlı işgal edildi. Bu bölgelerin işgalinden sonra Kürtler Azerbaycan’ın bir dizi bölgesine göçmek zorunda kalıyorlar. Kubadlı rayonunun büyük kısmı şu anda Sumgayıt’a yerleşmiştir. Kelbecer ve Laçin Kürtlerinin çoğu günümüzde Ağcabedi rayonunda yaşıyor. Rus tarihçi Zayonçkovskaya’ya göre Azerbaycan’da yaşayan Kürtlerin yüzde 80’i bu rayonda yaşıyor (Zayonçkovskaya, 1999: 82).
Günümüzde Kürtler
Günümüzde Azerbaycan Kürtlerinin sayısı hakkında çeşitli bilgiler vardır. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin 2009 yılı resmi nüfus sayımına göre ülkede 6.100 Kürt yaşıyor. Batılı uzmanlara göre, Kürtler Azerbaycan nüfusunun yaklaşık yüzde 2,8’ini oluşturuyor. Şu anda Azerbaycan’da 200.000’den fazla Kürt’ün yaşadığı tahmin edilmektedir (McDowall, 1996: 490). Bu Kürtlerin neredeyse tamamı, Azerbaycan Türkleri gibi, İslam’ın Şii mezhebine mensupturlar. Bu Kürtler Kürtçe’nin Kurmanci lehçesini konuşmaktadırlar (Aristova, 1966: 21). Şu anda Azerbaycan’da yaşayan Kürtler kendi dillerinde eğitim alma şansına sahiptirler. Bunların yanı sıra ülkede “Ronahi” Kürt Kültür Merkezi faaliyet göstermektedir. Yakın zamana kadar Azerbaycan’da Kürtçe gazete Diplomat yayınlanmaktaydı. Ancak bu gazete, Türkiye’deki Kürt ulusal mücadelesini desteklediği için Türk hükümetinin baskısıyla kapatıldı.
Kullanılan Literatür
Rusça kaynaklar
Гиясаддин Гейбуллаев, (1991), К этногенезу азербайджанцев, Том 1.
Гиясаддин Гейбуллаев, (1986), Топонимия Азербайджана.
Татьяна Аристова, (1962) Из истории возникновения современных курдских селений в Закавказье // Советская этнография.
Татьяна Аристова , (1966), Курды Закавказья: историко-этнографический очерк
Татьяна Аристова, (1990) Материальная культура курдов XIX – первой половины XX в. Проблема традиционно-культурной общности
Рустам М. Алиев, (1981), Выдающиеся русские ученые и писатели о Низами Гянджеви.
Сара Ашурбейли, (1983), Государство Ширваншахов(VI-XVI вв.)
Григорий Чурсин, (1925), Азербайджанские курды (Этнографические заметки), Известия Кавказского и историко-археологического института. Т.З.
Илья Петрушевский , (1949), Очерки по истории феодальных отношений в Азербайджане и Армении в XVI — начале XIX вв.
Пётр Лерх, (1856), Изслѣдованія об иранских курдах и их предках, сѣверных халдеях.Том 1.
Гурген Акопов, (1975), Страны и народы Ближнего и Среднего Востока. Том VII. Курдоведение
Валентин Гарданов, (1969), Кавказский этнографический сборник, Том 4.
Александр Букшпан, (1932) Азербайджанские курды: Лачин, Кельбаджары, Нахкрай: Заметки.
Светлана Алиева, (1993), Так это было: национальные репрессии в СССР 1919-1952 годы, Том 1.
Николай Баскаков, (1971), Тюркская лексикология и лексикография: Сборник статей.
Мухаммедгасан Бахарлы, (1921), Азербайджан:физико-географический, этнографический и экономический очерк.
Тамерлан Гуриев, (1980), Ономастика Кавказа: межвузовский сборник статей.
Жанна Зайончковская, (1999), Миграционная ситуация в странах СНГ
Azerbaycanca ve İngilizce kaynaklar
Wadie Jwaideh, (2006), The Kurdish National Movement: Its Origins and Development
Richard N. Frye, (1975), The Cambridge History of Iran, Volume 4: The Period from the Arab Invasion to the Saljuqs
John A. Boyle, (1968), The Cambridge History of Iran, Volume 5:The Saljuq and Mongol Periods
Peter Jackson, Lawrence Lockhart , (1986), The Cambridge History of Iran, Volume 6: The Timurid and Safavid Periods.
David McDowall, (1996), A Modern History of the Kurds.
Lokman I. Meho, (1997), The Kurds and Kurdistan: A Selective and Annotated Bibliography
Michael Kemper , Stephan Conermann, (2011), The Heritage of Soviet Oriental Studies.
Thomas Goltz, (1998), Azerbaijan Diary: A Rogue Reporter’s Adventures in an Oil-rich, War-torn, Post-Soviet Republic: A Rogue Reporter’s Adventures in an Oil-rich, War-torn, Post-Soviet Republic.
Thomas de Waal, (2003), Black Garden: Armenia and Azerbaijan through Peace and War
Əliyarlı İltifat, (2013), İstiqlal fədailəri-Azərbaycan Xalq Cümhuriyyətinin Daxili İşlər Nazirləri və silahdaşları: 1918-1920.
(Bu yazı El Yazmaları için AzLogos sitesinden Türkçeye Caner Malatya tarafından çevrildi. Orijinali için: https://azlogos.eu/az%c9%99rbaycan-kurdl%c9%99ri/ )
Dipnotlar:
[1] Bugünkü Azerbaycan ile Dağıstan’ın güneyini kapsayan eski bir krallık.
[2] MÖ 4. Yüzyılda çoğu bugünkü İran Azerbaycanı ve İran Kürdistanı olarak bilinen bölgede kurulmuş eski bir krallık.
[3] Kafkasya’da Kura ve Aras nehirleri arasındaki tarihi-coğrafi bölge.
[4] Azerbaycan’ın bölge düzeyindeki merkezi idarenin taşra yönetim birimidir.
[5] Azerbaycan Cumhuriyeti’nin güneydoğu rayonları Lenkeran, Astara, Masallı ve Lerik ile İran’ın kuzeydoğu eyaletleri Gilan ve Erdebil’de yaşayan bir halktır.
[6] Bir ilçeye denk olan yönetim birimidir.
[7] Bir ile denk olan yönetim birimidir.
[8] Orgbüro, Sovyetler Birliği’ndeki örgütsel çalışmalar hakkında önemli kararlar vermek üzere oluşturuldu. Yerel parti komitelerinin çalışmalarını denetleme ve komünist üyeleri uygun gördükleri konumlara seçme ve yerleştirme yetkisine sahipti.
[9] Ulus veya kavim adı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder