Ağrı isyanının önemli ayaklarından biri Seyitxan ve Alican’ın isyanlarıdır. Zilan isyanı sırasında Seyithan ve Alican'ı Hem Şeyh Said’in idamının etkileri Hem 1928 deki Zilan katliamı ve hem de şapka devrimine karşı gösterdikleri tepkinin birikimi olarak 1930 yılında Tutak’a bağlı Esiresen köyünde büyük bir isyan başlattılar.
Aslen Muş Merkeze bağlı Qıcıx köyünden olan Seyitxan Hasenan aşiretinin seyidi kolundan olup Mala Usıvé Seydo olarak nam salmışlardır. İsyana Kardeşi Tevfik ile beraber katılmıştır.( Kulaklarının ağır işitmesi nedeni ile Kendisine Seyitxané Ker yani sağır Seyithan olarak hitap edilirdi.)
Alican İse kardeşleri Abdulhamit ve Feyzullah Berazi aşiretine mensup olup Mala Bişar olarak tanınmaktadırlar. Aslen Erzurum’un Karayazı ilçesinin Hespreş köyündendirler. Tutak’ın Esiresen köyünde adamlarını toplayan Ali Can Kardeşleri Abdulhamit ve Fezullah ile beraber 45 arkadaşınıda yanına alarak Zeylan isyanına omuz vermek üzere, Başlarına Fes geçirdiler. Alican ve adamları aynı zamanda şapka giymeyi’de redediyorlardı. Böylece Yukarıda anlatılan gerekçeler neticesinde isyanın fitili burada ateşlenmiş oldu. 45 isyancı adamıyla Zeylan isyancılarının isyanına yardıma koşan Alican o bölgede Seyitxan ile birleşti ve böylece güçlerini önce 75’e sonra’da sayıları yüzü aşan bir guruba sahip oldular. Bölgeye sevk edilen jandarmalar ile dört ay boyunca çok çetin çatışmalar oldu.İsyancılardan olduğu kadar vur kaç taktiği ile çok sayıda jandarmada hayatını kaybetti. Bu çatışmalardan sonra gücünün zayıfladığını hisseden Alican çatışmanın dördüncü ayının sonunda bir ara teslim olmayı düşündü ve bunu karşı tarafa bildirdi. Ancak bu amacı gerçekleşmeden 1931 yılında arkasından vurularak öldürüldü. Kimi kaynaklar jandarma tarafından, kimi kaynaklarda kendi adamlarından biri tarafından yanlışlıkla sırtından vurularak öldürüldüğünü anlatılmaktadır. Vurulma yeri Muş’un Hasköy beldesi ile Vartax (veya Vartınis köyü olabilir) yakınlarıdır. Mezarı’da buradadır. Kardeşleri Feyzullah, Abdulhamit ve Aliyé feqi sıléman ise Erzurumun Karayazı yakınlarındaki Çemé Reş civarında öldürüldükten sonra kafaları kesilerek Ağrı’ya götürülüp günlerce devlet makamlarıda teşhir edildi.
Alican ve kardeşlerinin öldürülmesinden sonra kalan adamları Seyitxan’ın tarafına geçerek çatışmalara devam ettiler. Seyitxan Başladığı işi bitirmek istiyordu. Kağızman,Karaköse ve Doğubeyazıt’taki Suvari Alayları garnizonlara dönmüş olduğundan ,17 Seyyar Jandarma alayı Albay Rıfat Bey komutasında bölgeye sevk edilmişti.
Seyitxan Kora kor çatışma yerine Sarp ve yalçın dağlara çekilerek karakol ve jandarma taburlarına baskınlar düzenliyordu. Jandarma alayının kuşatmalarında daha fazla dayanamayan isyancılar mağaralardan çıktıkça jandarma ateşi ile karşılaştı.Büyük çoğunluğu hayatların kaybettiler, bir kısmı ise çatışmayı yararak ağrı dağına kaçmayı başardırlar. Özellikle Seyyit Resul komutasındakiler Beyazıt istikametinde kendilerine yol açmağa muvaffak oldular. Yine aynı kuşatma’da şemıkanlı Temur ile Kardeşi Çelxo da çatışmadan kurtularak İran’a kaçtılar. Ancak çatışmaya devam eden Seyitxan Bu baskınların birinde jandarma tarafından pusuya düşürülerek 1932 yılında adamları ile birlikte hayatlarını kaybettiler. Azizan aşiretinden olan Bedirxan paşanın torunlarından Kadri Cemil Paşa anılarında Seyitxan’ın Özellikle Muş dağlarında ve Malazgirt civarlarında çok büyük saldırılar düzenleyerek jandarmaya büyük zaiyat verdirdiğini ve dolayısı ie seyitxan'ın direnişi nedeni ile Jandarmanın ağrıya hakim olması daha da güçleştiğini yazmaktadır.
MEMEDÊ KAZIM
tezekend@semskiasireti.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder