Sayfa - Rûpel

Bölümler - Beş

9 Aralık 2011 Cuma

AĞRI İSYANLARI MIHEMEDÊ PALOYÎ'NİN ANLATIKLARI

Deli Kemal yada Kürtlerin deyimiyle delu kemal (Delû Kemal)...

Nenemin babası şehid düşmüş ve tüm akrabalarıda kıyımdan nasiplerini alşmışlardı. Geriye kalan üç kardeşi ise dağda canla başla direniyorlardı.

Bunların başına o dönem korkunç bir mükafat konuluyor.
Xan şerefte düz yerde çembere düşüyorlar. Bu müsait olmayan arazida 150 kişiden ancak 15'i çemberi yarıp çıkabiliyor. 450 civarındada asker zaiyat veriyor(öldürülüyor).
En büyük zaiyatıda siwerek mızraklı alayı verdiriyor.
Yine en büyük zaiyatıda kendileri yaşıyor. Bu çemberde nenemin bir akrabası ağır yaralanıyor ve nenemin kardeşinede çok benzediği için ismi yazılı saatini bana ver diyor. Beni sen sanırlar ve bir süre rahat edersin diyor. Derken yaralı şahıs şehit düşüyor...

Deli Ali Kemal önüne kattığı milisler ile nenemin kardeşini araıyor. Çünkü büyük mükafatı alacak ve birde terfi edecek...
Derken biri işte budur diyor, Ama tam eminde değil. Halbuki bu Ewdlé Qado dur. Ama büyük bir sevinçle Onu nenemin kardeşi sanıp kafasını kesiyorlar.
Fakat hainlerin lideri Mehmet Şerif Fırat Deli Kemal'e en iyisi sen koçerlerin içine git diyor.
Bunun bir bacısı onların reisi ile evlidir diyor. Deli Ali Kemal bunu üzerine askerleri ile yaylamıza geliyor. Çadıra geçip oturduğu gibi dedeme O nun bacısı sizdeymiş gelsin buraya, Bir anlık soğuk bir hava esiyor. Çünkü romê nin yaptığı bêbextliği meşhurdur. Dedem oğlu ile yeğenine tabancalarınızla hazır bekleyin eğer namussuzluk yaparsa vurun diyor. Ondan sonra zaten kökümüz gelecek, ne kadar direndikse bize kardır...

Nenem geliyor ve karaçadıra giriyor. Deli Ali Kemal ben sadece yüzünü görmek istoyorum dedikten sonra güven vermek içinde bacım diye hitap ediyor. Nenem tülbentini ağız hizasına indirince Deli Kemal de renk atıyor. Vurduğu adama benziyor ama kardeşi olmadığını tahmin ediyor artık. Fakat karahaberini almış olan nenemin acısına bir tuz biber ekmek istiyor. Kardeşini öldürdüm diyor.
Dedemin tercümanlığı ile nenem bugün olmasa yarın olacaktı diyor.
Deli Ali Kemal bu sefer cebinden üstünde kan kurumuş bir çakı çıkarıyor ve bununlada kardeşinin kafasını kestim diyor. Nenem bu sefer gülümsüyor ve kendisine söyleyin müjdesini ne istiyor ? O benim kerdeşimi öldürememiş.
Dedem bir an tercüme etmek istemeyince nenem kızıyor.
Deli Ali Kemal de yanındaki askere ; Ne diyor diye soruyor ?...

Asker:  komutanım müjdeni ne istersin diyor ? Çünkü sen benim kardeşimi vuramamışsın ! Deli Kemal sinirle bıçağı tekrar havaya kaldırıyor işte bak bıçaklada kafasını kestim deyince, nenem: "Ew kêra serê mirîşkan şerjê dike, Birayê min boxê mêran bû, Ev kêra nikare serê wî serjê bike"  (O bıçak tavukların başını kesebilir. Benim kardeşim bir boğa idi ve o bıçakta O nun başını kesemez!) Deli Ali Kemal bunun üzerine kendi kendine mırıldanıyor.
Ve şöyle diyor: Ulan bunların (Kürtlerin) kadınları böyle olduktan sonra erkekleride hayli hayli böyle olurlar.

Çünkü karşısındaki kadının kardeşi adamları ile kendisine kök söktürmüştü! Bir kaç hafta sonra O genç Erzurum'un Hasankale ilçesini vurmuş ve 24 saatliğine teslim almış ve Ali Kemal de emekliliğe yollamıştı.
UNUTMAYACAĞIZ ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder