2 Ağustos 2011 Salı

Türkiye’ye Geri Dönen Xoybûn Üyeleri Üzerine Notlar(8)


Jordi Tejel Gorgas’da Xoybûn üzerine olan çalışmasında Ermeniler konusunda daha açık ifade etmek gerekirse Taşnak’ın politik amaçlar ve toprak meselesinde açık davranmadığı gerekçesiyle“Rewandiz Grubu” ile Xoybûn’un arasında sorunların çıktığını, Rewandız Grubu’nun Xoybûn dışında kaldığını ve buna rağmen Xoybûn ile Taşnak arasındaki ilişkilere karışmayacaklarına dair angaje yazıyor.

Jordi Tejel Gorgas, “Rewandiz Grubu”nun

başında Seyid Taha’nın olduğunu ve grubun amacı İngiltere’nin mandası altında otonom bir Kürdistan olduğunu yazıyor. Yine yazara göre 1928-1929 yılları arasında “Rewandiz Grubu”nun en aktif üyeleri, Şeyh Abdurrahim(Şeyh Said’in kardeşi), Şeyh Mehdi, Şeyh Ali Rıza(Şeyh Said’in oğlu), Şeyh Abdullah(Seyid Abdulkadir’in oğlu) Şeyh Kadir(1922’de Irak’ta kurulan 2.Otonom Kürdistan Hükümeti’nin başkanı)Şemzinanlı Nur Xoca, Hüsni Mukriyani(Zari Kurmanci Dergisinin editörü), Şeyh Ahmed Barzani ve Şeyh Alaeddin’den oluşuyordu.( Jordi Tejel Gorgas, age, sayfa 150, 9.dipnot)

Fakat, sayın Gorgas bu grubtan sözederken hiç bir kaynak vermiyor.

Alabildiğine geniş bir yelpaze.... Berzenci Şeyhlerinden Barzan Şeyhlerine, Nehri Şeyhlerinden Şeyh Said ailesine kadar geniş bir çevreyi kapsıyor.

Her ne kadar yazar 1928-1929 yılları arasındaki süreçten sözediyorsada Seyid Taha 1928 yılının sonuna doğru alanda yok.

Şeyh Said ailesi 1928 affından yararlanarak Türkiye’ye dönüyor.

Yukarıda tam metnini verdiğim 1930 tarihli Türk İstihbarat kaynağı ise “Başında maslûp Seyyit Abdulkadir’in oğlu Abdullah bulunmaktadır. Bu cemiyet Hoybunculara kat’i olarak muarızdır.

Kürdistan Teali Cemiyetinin merkezi Revandizdadır. Kürtler arasında Hoybun’dan ziyade bu cemiyet sahibi nüfusdur. Seyyit Abdullah’ın amcazadesi Seyyit Taha , Adanalı Fanizade Zeynelabidin, Irak kabinesinden Salih Zeki, Irak Kürdlerinden Zari Kurmanci gazetesi sahibi Hüseyin Hüsnü Cemiyetin heyeti idaresinde bulunmaktadır. Suriye’de Molan Zade Rifat, Fani Ali İlmi, Paris’te Fani Mesud bu cemiyetin murahhasıdır.” Deniliyor”

Acaba Seyid Taha Nehri’nin İran’a gitmesinden sonra yine aynı aileden olan Şeyh Abdullah mı bu grubun başına geçti?

Şimdiden kesin bir şeyler söylemek zor.

Bu konuda ciddi bir kaynak problemiyle karşı karşıyayız.

Dr. Aziz Şemzînî Sovyetler Birliği’nde “Kürdistan Ulusal Kurtuluş Hareketi” ana başlığı altında yapmış olduğu doktora çalışmasında bir dizi yerde babasından söz ediyor ve uzun bir şekilde “Ararat Hükümeti”, “Xoybûn” ve direniş üzerine duruyor, fakat amcazadelerinden Seyid Taha’nın ve daha sonra babası Şeyh Abdullah’ın Rewandiz’da kurdukları bir Kürd siyasal oluşumundan söz etmiyor. Dr. Aziz’in , Xoybûn’a yönelik esas eleştirisi Xoybûn’un Amerikan ve İngiliz emperyalizmiyle ilişki araması meselesindedir. “Xoybûn’un samimi bir şekilde Kürd halkının mücadelesine önderlik ettiğini” söylüyor, Sovyetler Birliği ile ilişki aradığını ve Sovyet yetkililerine gönderilen mektuplardan birini yayınlıyor. Xoybûn’un ve Ararat direnişlerinin Kemalistlere karşı yürütükleri mücadeleden övgülerle söz ediyor.

Dr. Aziz Şemzini’nin Sovyet arşivlerinden bularak yayınladığı “Ararat Kürd Hükümeti”in Sovyet yetkililerine gönderdiği bu mektubu hem tarihsel bir belge olduğundan ve hemde Türklerin Xoybûn’u bilinçli olarak İngiltere’nin bir “ürünü” olduğu gibi gösterlerine de bir cevap olacaktır:



“1928 yılının başlarında Ararat Hükümetinden Sovyetler Birliği Maku Konsolosluğuna şu mektup ulaştı:

Daha önce Ararat Kürd Hükümeti size bir mektup göndermişti. Fakat, sizden hiç bir cevap alamadık. Aktüel siyasi durumu tahlil ettikten sonra bizde o inanç hasıl oldu ki, Sovyet Rusya’nın yardımı ve dayanışması olmadan Kürd halkı kurtulamaz, ulusal haklarını ve bağımsızlığını elde edemez. Sözü edilen amaç hedefimizdir. Biz ulusal kurtuluş mücadelemizin meselesini III. İnternasyonal’ın gündemine getirilmesi ve konuşulmasını istiyoruz. Mücadelemizi Sovyetler Birliğinin Doğu’daki siyasetiyle birleştirmek istiyoruz. Altüel durum bu amaç için çok uygundur. Sözlü olarak bizim bu istemlerimiz onaylandığı zaman, Ararat Kürd Hükümeti, sözü edilen amaçı görüşmek için tespit edilen yere temsilcisini gönderecektir”(Dr. Aziz Şemzini, age sayfa 178)

Ararat Kürd Hükümetinin Xoybûn kuruluşundan bir kaç sonra Sovyetler Birliği yetkililerine göndermiş olduğu bu mektup Türklerin Xoybûn ve onun önderliğinde gelişen Ağrı Direnişinin arkasında İngiltere olduğunu çürütüyor. Ayrıca Ararat Kürd Hükümetinin gönderdiği bu mektupta daha önce gönderilen başka bir mektuptan sözediliyor.. Bu da şu anlama geliyor ki, Kürdler Xoybûn’un kuruluşundan kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği ile ilişki kurmak istemişler. Yani Türklerin her tarafa servis ettikleri Edmons ve Mod-Fold gibi İngiliz ajanlarının Kürdleri Rewandiz’da toplayarak Xoybûn’u kurdukları tezinın hiç bir geçerliliği yoktur. Türkler daha önce 1925 Devrimi için de aynı yalanları uydurmuşlardı. Hatta o dönemler Türk basını İngiliz subayı Lawrence’sin Ağrı’ya geldiğine dair haberlerde yayınlamışlardı.

Türklerin bu yalanlarını daha net olacağı düşüncesiyle daha önce Xoybûn ve İhsan Nuri Paşa’ya ilişkin yazdığım yazı serisinden uzun bir alıntı yapacağım. İngilizlerin Xoybûn’a karşı yaklaşımınıda net bir şekilde ortaya koyuyor:



Xoybûn'un diplomatik faaliyetleri hakkında kısa bazı bilgilere sahip olmak amacıyla Prof. Dr. Kemal Mazhar Ahmed'in İngiliz arşivlerinden yararlanarak yayınladığı bazı belgelere bir göz atmak gerekir.



Bu belgelerden biri İngiltere'nin Amerikan Detroit Konsolosu John Camiron'un 18 Nisan 1929 tarihinde Büyük Britanya Dışişler Bakanı Austen Chamberlain'e gönderdiği şifreli yazıdır..



Uzun olan bu rapordan bazı önemli hususları maddeler halinde aktaracağım:

1)Celadet ve Kamuran Ali Bedirxanların büyük abileri Süreya Bedirxan 7 aydan(Ekim 1928'den Nisan 1929)beri Amerika'dır.

2)Amerika'da 10 ile 12 bin arasında değişen bir Kürd topluluğu var. Bu Kürdler her zaman Mustafa Kemal'e yılda 50 ile 60 bin dolar arasında değişen para yardımı yapıyordu.

3)Süreya Bedirxan bu Kürdleri Mustafa Kemal'a verdikleri yardımdan caydırdı. Şimdi bu Kürdlerden her biri Xoybûn'a hafta bir dolar aidat parası veriyor. Bir çokları Xoybûn'un yeminli üyesi olmuş.

4)Süreya Bedirxan Amerika'ya gelmeden önce Musolini'nin daveti üzerine İtalya'ya gitmiş ve 15 gün onun yanında Roma'da kalmış. Süreya Bedirxan'da Musolini'nin Kürdlere yardım edeceğine dair kanaat hasıl olmuştur.

5)Süreya Bedirxan Yunan Başbakanı Venazules tarafından davet edilmiş, Amerika'dan döndükten sonra Atina'ya da uğrayacak.

6)Amerikan Ermenileride Xoybûn'a parasal yardım yapıyorlar.

7)Musul'da Xoybûn'a legal faaliyet yürütme izni verilmemiştir. Fransa, Halep ve Beyrut'ta Xoybûn'a faaliyet yürütmesi için izin vermiştir.

8)Süreya Bedirxan ile birlikte Avrupa ve Amerika'da tüm gezilere katılan George Vartanian Rus ajanıdır. Evi ve ailesi Erivandadır.

9)Süreya Bedirxan Amerika'da Kürdler üzerine bir kitap yazmış. Thomas Efendi bir nushayı temin ediyor, Londra'ya gönderilecek...

10) Sürey Bedirxan ve George Vartanian Sovyetler Birliğinin Amerika'daki temsilcileriyle görüştüler(O dönem iki ülke arasında hâlâ diplomatik ilişki yoktu... Karşılıklı olarak özel temsilciler atamışlardı.)

11)Süreya Bedirxan ve George Vartanian 19 Nisan 1929 tarihinde Fransa'ya gemi ile hareket ettiler. Onlar yolda istikametlerini değiştirebilirler.

12) Süreya Bedirxan ve George Vartanian gemi ile Paris'e gidiyorlar, istikametlerini değiştirebilirler.

13) Süreya Bedirxan göre genel ayaklanma için kısa bir süre içinde eski bir kaç generalın önderliğinde 150 bin insanı silah altına alabilirler. Ona göre tek ihtiyaç duydukları şey „ ittifak ve techizat“ olayıdır.( Raporun üzerine birileri elyazısıyla „birde bir lider“ diye bir not düşmüş)

14)Rapor'da sözkonusu olan bu bilgilerin bir çoğunun kaynağı olarak Ermeni asılı „Thomas Efendi“ gösteriliyor. Dr. Thomas Birinci Dünya Savaşı öncesi Britanya'nın Diyarbakir Konsolosunun yardımcısıdır. O sıralarda İngiliz vatandaşlığına geçmişti. Savaş esnasında ünlü İngiliz subayı Lauwrens'in yanındadır. Asıl ismi Thomas K. Mizirçiyandır. Thomas Efendi İngiliz Konsolosundan Süreya Bedirxan'ın bu bilgilerin kaynağının kendisi olduğunu asla bilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Ayrıca Thomas Efendi George Vartanian'ın kendisini Ermenistan'a göndermek istediğini, fakat kendisinin bu öneriyi reddettiğini söylüyor.(akt Kemal Mazhar, age, sayfa 275-281)

Bu rapor Londra'ya ulaşır ulaşmaz, Büyük Britanya Dışişler Bakanlığı hemen rapor'un içeriği hakkında Roma, Atina, Ankara, Paris, Tahran, Bağdat ve Haleb Büyük Elçiliklerini ve Konsolosluklarını bilgilendiriyor.

Büyük Britanya Xoybûn Partisi, Süreya Bedirxan ve Vartanian hakkında çok kapsamlı ve ciddi bilgi toplama sürecine giriyor..Prof. Dr. Kemal Mazhar Xoybûn'a dair yüzlerce belgeden söz ediyor. Fakat bunlardan sadece bir kaç tanesini yazısında kullanmıştır.









Süreya Bedirxan ile birlikte Avrupa ve Amerika'yi dolaşan Vartanian'ın Rus ajanı olabileceği ihtimali İngilizleri hemen harekete geçirdiğini yukarıda vurgulamıştım.



31 Mayis 1929 tarihinde Britanya'nın Bağdat Yüksek Komiserliğinin sekreteri Vivian Holt bir telegraf ile Londra'yi Vartanian hakkında bilgilendiriyor.

Dr. Kemal Mazhar'ın aktardığı bu belgeye göre Vartanian'ın 1922 yılında Sovyetler Birliği Savunma bakanlığına bağlı olarak İran'da çalıştığı ve daha sonra “Raizambekov“ sahte ismiyle Bağdat'ta gönderildiği ve asıl isminin “Vartanian“ yada “ Vartanov“ olduğu belirtiliyor.(Kemal Mazhar, age , sayfa 281-282)

Vivian Holt'un gönderdiği bu raporun son kısmında ise “ bizim Vartanian hakkında ulaştığımız bilgiler Detriot'ten gelen rapor'un bilgileri ile örtüşüyor“ diyor.

7 Haziran 1929 tarihinde bu sefer Britanya'nın Bağdat Temsicisi Sir Gilbert doğrudan Londra ile ilişkiye geçiyor, Vartanian hakkında Vivian Holt'un aktardığı bilgileri tekrarladıktan sonra “Sovyetlerin Xoybûn ile ilişkileri var“ tespitinde bulunuyor.

Ayrıca Sir Gilbert Londra'dan “Süreya Bedirxan ve George Vartanian“ın resimlerini istiyor.(K. Mazhar, age, sayfa 283-284)

Britanya Koloni Bakanlığı çok kısa bir süre içinde Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'ın Irak'a ve oradan İran ve Hindistan'a geçeceklerinden haberdar oluyor.

Londra 6 Mayis 1929 tarihli bir telegraf ile Britanya'nın Bağdat Yüksek Komiseri Sir Gilbert Clyton'u bu gelişme karşısında uyarıyor.

Britanya'nın Bağdat temsilcisi Sir Gilbert Clyton hemen 21 Mayis 1929 tarihli bir mektup ile Londra'dan “ Süreya Bedirxan ve G.Vartanian'a Irak'a gelebilmeleri için hiç bir yerde vize verilmemesi gerektiğini“ yazıyor. İngiltere Dışişler Bakanı tüm Büyükelçilik ve konsolosluklarına bir telgraf çekerek “Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'a vize vermemeleri“ yönünde talimat veriyor.

Fakat, buna rağmen Bağdat'ta bulunan İngiliz yetkilileri bir panik ortamındalar.. 22 Temmuz tarihinde Bağdat yetkilileri yeniden Londra'dan Süreya Bedirxan ve G. Vartanian'ın resimlerini“ istiyor. Çünkü, Bağdat yetkilileri bunların sahte kimliklerle yada kaçak yollarla Irak'a girebileceklerinden kuşkulanıyorlar.

Daha sonra Londra Süreya Bedirxan'ın vesikalık resimlerini Bağdat yetkililerine ulaştırıyor ve onlarda sınırlarda gereken tedbirleri almak için bu resimleri kullanıyorlar..

Fakat Süreya Bedirxan'ın Irak'a gizli giriş gibi bir sorunu yok.. Süreya, Amerika ve Avrupa seyhatından sonra Beyrut'ta geliyor ve orada İngiliz Konsolosluğuna Irak'a gitmek için vize başvurusunu yapıyor.

Süreya Bedirxan Britanya'nın Beyrut Konsolosluğundan Irak'a geçmek için vize talebinden bulunurken, aynı zamanda Britanya'nın Bağdat Yüksek temsilcisi Sir Gilbert Clyton'a da fransızca bir mektup yazıyor.

8 temmuz 1929 tarihinde İngiltere'nin Beyrut Konsolosu Süreya Bedirxan'ın mektubuyla birlikte bir telgraf ile Sir Gilbert Clyton'u yaşanan gelişmelerden haberdar ediyor. Süreya Bedirxan Beyrut Konsolosuna Sir Gilbert Clyton'u birinci dünya savaşı sırasında Mısır'da tanıdığını da söylüyor.. Ayrıca Süreya sözkonusu olan mektubunda uzun uzun Xoybûn'un kuruluşu ve amaçları hakkında bilgi veriyor.(Geniş bilgi için Kemal Mazhar, age, 285-286)Britanya'nın Bağdat Temsilicisi Sir Gilbert Clyton 17 Temmuz 1929 tarihinde Beyrut Konsolosunun cevabını veriyor.. Clyton Süreya Bedirxan'a vize vermemesi gerektiğini, Irak'a böyle bir adamın girmemesi gerektiğini, Süreya Bedirxan'ın “kışkırtıcı“ olduğu, söylüyor.. Sonuçta Türklere yontan, Kürdlere ve Kürd hareketine mesafe alan bir bir mektup.





Sonuç olarak İngilizler Süreya Bedirxan'ın Irak'a geçmemesi için tüm imkanlarını seferber ediyorlar. Bir yandan Kuzey Kürdistan'da Türk işgalcilerine karşı Ağrı ve çevresinde ciddi ulusal bir diriniş var, diğer yandan Güney Kürdistan'da Şêx Mahmud Berzenci ve Şêx Ahmed Barzani önderliğinde İngilizlere karşı her zaman patlayabilecek yoğun direniş odakları vardı.

İngilizler, Irak'taki hedefledikleri Sünni Araplara dayalı rejimlerini sağlamlaştırmak için Kürdleri yeniden harekete geçirecek hiç bir oluşumu istemiyorlardı.İngilizler tarihçesi daha eskiye dayanan 1925 devrimi sürecinde Türk devleti ile Kürdlerin ulusal taleplerini bastırma noktasında antlaşmaya varmışlardı. Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi İngilizler Xoybûn'un Güney Kürdistan örgütlenmesine izin vermemiş ve Xoybûn ilegal bir faaliyet içine girmişti. Süreya Bedirxan gibi tümden Kürdistan davasına angaje olmuş, politika ve diplomasi oyunlarının bilincine varmış ve bir çok dilden kendisini ifade eden birinin Irak'a geçmesi İngilizlerin işine gelmiyordu. Bundan dolayı Britanya'nın Bağdat Temsilcisi Sir Gilbert Süreya Bedirxanı “kışkırtıcı“ ve “bir çok ülkenin gizli servisleri ile flört eden adam“ olarak lanse ediyor.”



Bırakın İngiltere’nın Xoybûn’u kurmasını, İngiltere Bedirxanilerin Irak’a ve İngiltere’ya ayak basmalarına dahi izin vermiyor.İngiltere Güney Kürdistan’da ve Musul’da Xoybûn yasaklıyor.

Tüm bu gerçeklere rağmen Türklerin Xoybûn hakkında yaydıkları yalanları, bazı Kürd çevreleride yeni bir şeymiş gibi yeniden Kürdlere servis ediyorlar.

Şunun altını çizmek lazım. Xoybûn vurmak istediği hedefi Türkiye ile daraltarak faaliyete başlıyor. Amaç son Türk askeri Kürdistan’dan çıkana kadar savaştır.

Bu amacı gerçekleştirmek için Xoybûn herkesten yardım istiyor. İngiltere, Fransa, Amerika, Sovyetler Birliği, İran, Mekke Emiri, Yunanistan ve eğer İngiliz belgesi doğru söylüyorsa Musolini’yle dahi ilişkiye geçiyor.

Ortada 1925 Devrimi sırasında ve sonrasında Kürdlere karşı bir soykırım var.

Bu soykırımın sorumlusu Kemalistlerin önderliğindeki Türk devletiydi..

Xoybûn atış hedefine bu kanlı devleti oturtu ve “İntikam!!! İntikam!!! İntikam!!” diye herkesten yardım almaya çalıştı.

Fakat, tüm kapılar Kürdlere kapalıydı.. Kimse Kürdlere yardım etmedi...



Devam edecek...













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder