23 Şubat 2011 Çarşamba

Acılarını klamlara döktüler


09 Subat 2011

Bazîdli dengbêjlerden Fatma Karayel ve kızı Gülcan Ergül, acılarını ve Kürt kültürünün sözlü edebiyatını klamlarla dile getiriyorlar.
Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) İlçesi’nde oturan ve bir oğlu PKK saflarına katılan bir oğlu da cezaevinde olan Fatma Karayel ve kızı Gülcan Ergül yaşadıkları acıları ve hüzünleri klamlara dökerek dile getiriyor. Kürt kültürünün çok önemli bir parçası olan ve Kürt sözlü edebiyatın günümüze kadar gelmesinde önemli rol oynayan, bir nevi ‘’hikaye anlatıcılığı“ görevi gören dengbêjlik geleneği, ‘’modern“ müzik karşısındaki savaşını sürdürmeye devam ediyor. Sözlü kültürün kuşaktan kuşağa aktarılması açısından önemli bir role sahip olan dengbêjlik, Agirî’nin


Bazîd İlçesi’nde bir anne ile kızının soluğunda gelecek kuşaklara akıyor. Fatma Karayel (52) ve kızı Gülcan Ergül (33), hüzün, kahramanlık, aşk, acı gibi duyguların dile getirildiği dengbêjlikte bulmuş kendilerini. Bir oğlu PKK’ye katılan, ikinci oğlunu trafik kazasında yitiren Karayel, yüreğindeki koru söndürmek için klamlara sarılmış. Kızı da ona duygudaşlık yapmış aynı kültürden beslenerek.

Kürt kültürünün sözlü edebiyat taşlarının Bazîd’daki dengbêjlerinden olan anne ve kızı yaşadıkları acıları klamlar ile dile getirdiklerini belirterek, ‘’Kürt kültürü açısından bu kadar önemli olan bir gelenekten de anlaşıldığı gibi Kürtler büyük acılar çekmiş bir halktır“ belirlemesin de bulunuyorlar. Yıllarca Zahiro, Kemalê Kor, Hüseyno gibi Kürt dengbêjlerini dinlediğini aktaran Fatma Karayel, zamanla Kürt dengbêjlerin ne kadar acılar içinde klam söylediğinin farkına vardığını aktardı.

‘Yaşadıklarım Kürtlerin gerçekliğidir’

7 Çocuk sahibi Fatma Karayel, yaşadıklarının Kürt halkının bir gerçekliği olduğunu ifade ederek, acılarına klamların sabır olduğunu kaydetti. 3 erkek çocuğunun gözlerinin önünde yaşamlarını yitirdiğini dile getiren Karayel, ‘’Dengbêjlik öyle kolay bir şey değildir. Acısı, hasreti, özlemi olan insanların dile getirebileceği bir duygudur. Benim 3 tane erkek çocuğum ve bir erkek kardeşim gözlerimin önünde yok olup gittiler. Onların bıraktığı acılar beni dengbêjliğe yöneltti. Çünkü acılarımı klamlar ile dile getirebiliyorum“ dedi. 7 yaşındaki bir oğlunu ve 15 yaşındaki erkek kardeşini trafik kazasında kaybeden Karayel, bir oğlunun PKK’ye katıldığını ve bir oğlunun da 12 senedir cezaevinde olduğunu ifade etti.




Çocuklarının acıları ile dengbêjlik yapan Karayel’in söylediği klamları ise acı dolu. Klamlarında, ‘’Ax lawo ezê wêrana Gilêdaxê diketim bi mij û duman e/ Berxê min lewo dijminê Metînê min ji wî de tên, dilê min yane yane“ gibi sözlerle acısını dile getiren Karayel, dünyada hiç bir acının evlat acısı kadar zor olmadığını aktardı. 30 yıldır süren çatışmalı süreçte birçok annenin evladını kaybettiğini söyleyen Karayel, ‘’Bu savaş nereye kadar gidecek. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Hem asker annesi hem gerilla annesi bu savaşın bitmesini istiyor. Yetkililere sesleniyorum. Kur-an’da belirtiyor ve deniliyor ki Cennet annelerin ayakları altındadır. Fakat kimse anaların çektiği bu acıları görmüyor. Analar artık ağlamasın ve Barış olsun“ dedi.




‘Dengbêjlik acılarımıza derman oluyor’

Acısı, hasreti, özlemi olmayan kimsenin denbêjlik yapmadığını ifade eden Gülcan Ergül ise kardeşlerinin acısından dengbêjlik yaptığını kaydetti. Şölen ve özel günlerde halk tarafından özellikle dengbêjliğin büyük bir öneme sahip olduğunu ve Kürtlerin acı çeken bir halk olmasından dolayı dengbêjliğe önem verdiklerini ifade eden Ergül, ‘’Klam söylediğim zaman acılarım biraz da olsa hafifliyor. İçimdeki yaralara derman oluyor. Doğubayazıt’ta bir kadının dengbêj olması herkes tarafından tuhaf karşılanıyordu. Ama biz acılarımız olduğu için klam söylüyorduk. Artık herkes bize destek oluyor“ dedi.




Kardeşlerinin acısı ile annesinden etkilenip dengbêjlik yaptığını söyleyen Ergül, annesinin çektiği acılara biraz da olsa destek olmak için klam söylediğini aktarıyor. Klamların Kürt kültürü için çok önemli olduğuna da değinen Ergül, ‘’Maalesef Dengbêjlik gün geçtikçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Biz istiyoruz ki Dengbêj evleri açılsın, biz de halkın kültürünü taşıyan değerleri yaşatalım“ dedi.




ŞABAN SATILMIŞ/DİHA/AGIRÎ






YENİ ÖZGÜR POLİTİKA






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder